Kitabın Orijinal Adı : Burn For Me
Yazarı : Ilona Andrews
Yayınevi : Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı : 405

 Merhabalar! Ufak bir aradan sonra yeni yorumumla geldim. Saklı Miras Serisi’nin ilk kitabı olan Kızıl Ateş’i okudum ve sizler için yorumladım. Yoruma geçmeden önce kitabı bilmeyenler için tanıtım yazısını da ekledim.  Umarım yorumumu beğenirsiniz. :)

“Nevada Baylor dedektiflik kariyerinin en zorlu göreviyle karşı karşıyaydı; dengesiz bir şüpheliyi bulup ailesine teslim etmek. Bu görev tam bir intihar girişimiydi. Yakalaması gereken kişi en yüksek seviyede büyü gücüne sahip bir Lider’di ve önüne gelen her şeyi ve herkesi ateşe veriyordu.
Ve sonra son derece karanlık ve baştan çıkarıcı bir milyarder ve aynı derecede güçlü başka bir Lider, Connor  “Çılgın” Rogan ortaya çıkmış ve Nevada’yı kaçırmıştı. Nevada ondan kaçmakla, kendisini onun kollarına bırakmak arasında bocalıyordu. Ve daha da kötüsü, hayatta kalabilmek için Çılgın Rogan’la işbirliği yapmak zorundaydı.
Rogan da Nevada’yla aynı hedefin peşindeydi, bu nedenle ona ihtiyacı vardı. Fakat Nevada kolay lokma değildi ve Rogan hayatında ilk kez kendinden başka birisini önemsemeye başlamıştı. Ama Rogan büyü dünyasında aşkın da en az ölüm kadar tehlikeli olabildiğini çok önceden öğrenmişti.”


“1863’de, bizim dünyamıza çok benzer bir gezegende, Avrupalı bilim adamları insanların büyü yeteneklerini ortaya çıkaran bir karışım olan Osiris serumunu icat ettiler. Yetenekler çok fazlaydı ve çeşitlere ayrılıyorlardı. …”
Kitabın giriş kısmında yer alan bu açıklama oldukça ilgi çekici olmasına rağmen benim “reading slump” yani “okuyamama durumu”na adım atmış olmam sebebiyle ilk  100 sayfaya kadar kitap elimde süründü diyebilirim.  100. sayfadan itibaren olayların içine girebildim. :)
Konusundan kısaca bahsedecek olursam;  Nevada bir dedektif ve bağlı olduğu şirket tarafından, önemli hanelerden birine mensup azılı bir suçlu olan Adam’ı yakalamak için görevlendirilir. Bu görevi istememektedir ama ailesini zor durumda bırakmamak için kabul eder. Adam’ı bulmaya çalışırken adından da anlayacağınız üzere belalı bir karakter olan Çılgın Rogan ile yolları kesişir ve işbirliği yapmak zorunda kalırlar. Bu işbirliği aralarında yakınlaşmalara da sebep olur ama Nevada duygularına bir türlü karar verememektedir. Olaylar ilerledikçe basit bir yakalama işinden çok farklı bir işin içinde olduklarının farkına varırlar.  


Buradan sonraki olaylara girersem kitabı tamamen anlatma gibi bir durum içerisine gireceğim için bu kadar yeterli diye düşünüyorum. :) Kitabın genel konusu oldukça ilgi çekici olmasına rağmen ana karakterimiz Nevada’yı pek sevemedim. Bunun sebeplerinden biri de konuşmalarında argoya fazlaca yer verilmesiydi, bu durum beni oldukça rahatsız etti.  Bunlar azaltılmış olsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Diğer bir sorunum ise kitap Nevada’nın ağzından anlatılıyordu ama son bölümünde anlatım başka biri tarafından yapılmıştı. Birkaç kez okumama rağmen bu kişinin kim olduğunu anlayamadığım için kitabın sonunu da anlayamadım. Seri kitap olduğu için merak uyandırmak için yapılan bir şeydi sanırım. Ben özellikle Çılgın Rogan için devamını okuyacağım. :)
Eğer büyü yapabilme yeteneğine sahip olabilseydik nasıl bir dünyamız olurdu merak ediyorsanız tavsiye edebileceğim bir kitap.
Kitaba puanım ;  ❤❤❤❤ / 5



Merhaba! :)
Birkaç gün önce yorumunu yayınladığım Hançer Gölge kitabının yazarı Ezgi Bağcı ile sizler için bir röportaj gerçekleştirdik. Biz röportajı gerçekleştirirken büyük bir keyif aldık umarım sizde okurken keyif alırsınız :)

Öncelikle  bize biraz kendinden bahseder misin? Ezgi Bağcı kimdir? Günlük hayatında neler yapar?

-En zorundan mı başladık? :) 24 yaşında nefes alır gibi yazan ve deli gibi okuyan; aynı zamanda hayatını kurmaya çalışan birisiyim. Şu an bir yıl sürecek olan bir stajın başlangıcındayım. Onun dışında dizilerim ve animelerimle yuvarlanıp gidiyorum. :) Günlük hayatım bazen çok monoton, bazen de hele dostlarımlaysam oldukça maceralı oluyor. :)

Kendini “nefes alır gibi yazan” biri olarak tanımladın. Peki yazmaya nasıl başladın? Yazdıklarının kitap olabileceğini düşünmüş müydün?

-Yazmaya çok küçükken başladım aslında ama kurgularım başladığında ortaokuldaydım. Hayal gücümün içinde boğulmaktansa en azından yazayım da bir işe yarasın diye düşündüm mü bilemem ama yaklaşık 14 yaşlarındaydım. Kitap olacağını düşünmüştüm evet, hayalim hep buydu zaten. Başka bir şey olmadı. Ama bunun 24 yaşında olacağını düşünmemiştim.Belki hayatımı kurup da, emekliye ayrıldığım zamanlarda… Şimdi bakıyorum da her şeyin başlangıcı insanın kendisine inanması… İnandıkça hayaller gerçek olur.

 Bu konu da gerçekten şanslısın , tabiri caizse hayata atılmaya yeni adım atmışken hayallerini de gerçekleştirebilmişsin. :) Kurgularının başladığında herhangi bir yazar ya da eserden etkilendin mi?

-Elbette etkilendim, kim etkilenmemiştir ki? Bizim furyamız Harry Potter’dı… İlk kurgularım, ki onları kendime saklarım, üzerindeki Harry Potter etkisi oldukça fazladır. :)

İlk kurgularını kendine sakladığını söyledin. Yazdıklarını birileriyle paylaşmaya nasıl karar verdin ve bu nasıl gerçekleşti?

-Forumlarda yazmaya başladım. Hayran hikayeleri okuyordum ve ben de denemek istedim. Uzun süre Harry Potter fanfictionları yayınladım. Özgün hikayelerimi iste çok sonraları paylaştım. İnternet ortamına pek fazla güvenmiyordum.

Şimdilerde Wattpad’de yazıyorsun, bu güveni nasıl kazandın?

-Özgünleri yayınlamam Wattpad’den öncesine dayanıyor. :) Arkada özgün yazdığımı bilip de bunları yayınlamamış olmama kızan arkadaşlarımın azarları ve artık insanların gerçek beni görmesini istemem. Wattpad ise benim yayınlamaya geri dönüşüm oldu. Bir süre ara vermiştim hikayeleri yazmaya…

Peki Wattpad’i nasıl keşfettin ?

-Wattpad’i Sahra’nın yazarı, Burcu Demet sayesinde keşfettim. Bir gün kurgularımızı tartışıyoruz; hikayelerini yayınladığı platformdan bahsedince, merak edip ben de damlayayım dedim. İyi ki de damlamışım. Hayallerime ulaştırmasının yanında birçok dostluk da kazandırdı bana. :)

Bence de iyi ki damlamışsın yoksa güzel hikayelerinden mahrum kalacaktık. :) Bize birazda kitabın Hançer Gölge’den bahseder misin?

-Hançer benim için, fantastik hikayelerim arasında bir denemeydi aslında. Biraz da böyle karakterlerin nereye götüreceğini merak ederek başladım. Duygusuz bir adamın ve her şeyini kaybetmiş bir kadının buluşması… Zaten sadece ikisini yazmadım, arkadaki olaylar, çevrelerindeki insanlar, tüm duygular ve o duyguların buluşmasıyla Hançer ortaya çıktı. :)


Yorumumda da bahsetmiştim, beni şaşırtan bir kurgusu var. Tam her şey çözüldü diye düşünürken fark ettim ki olaylar yeni başlıyor ama kitap bitmiş… Hikayenin devamında nelerle karşılaşacağız?

-Devam kitap bizi Hançer’in geçmişine ve yapbozun tamamlanmasına götürüyor. Ve yan karakterlerin maceraları… Çoğu kişinin Esra ve Alvino’yu merak ettiğinin de farkındayım. Güzel aşklar bekliyor diye düşünüyorum.Yazmaktan zevk aldığım çok yer var. :)

İlk kitabı aratmayacak bir devam kitabı geliyor anlaşılan. :) Peki bu serinin son kitabı mı olacak yoksa devam etmeyi düşünüyor musun?

-Serinin son kitabı, evet. En azından şu an için ama gelecek için açık kapılar bırakacağım. Belki Melek ve Hançer için değil ama başka karakterler için… :)

Tekrar Hançer Gölge’ye dönecek olursak, kitap olmasına nasıl karar verdin? Bu süreçte neler yaşadın? Biraz bahsedebilir misin?

-Kitap bittiğinde bir şeyler yapmak istedim. Ondan sonra zaten kitap olması için Postiga’yla anlaşmamız ve kitabın çıkış süreci 2 ay kadar kısa ama azıcık sancılı geçti benim açımdan. Bir yandan okulumu bitirmek için uğraştığım sınavlarım bir yandan kitabı düzenleme, kapak seçme… Gerçekten azıcık delirdiğimde, dostlarımı delirtme noktasına geldiğimde oldu… :) Ama her şeye değdi.Zaten hepsi tatlı zorluklar, heyecanlardı.

Hançer serisi dışında Wattpad’de birçok hikayen bulunmakta. Bunlardan mutlaka kitap olarak basılmalı diye düşündüğün bir hikayen var mı?

-Böyle sorulmaz ama pat diye. :) Mutlaka basılmalı diye düşündüğüm yok ama umduğum var. Ama insan çocuklarını nasıl ayırır? Yine de bir sıra verirsem, Hançer’den sonra Bahar’ı isteyebilirdim. :)

İlk sorumda kendinden bahsederken deli gibi kitap okuduğunu söylemiştin. Ne tarz kitaplar okuyorsun?

-Her tarz okuyorum.Ayrım yapmam, ha zevk alıp almamak ayrı ama kitabın ayrımı olduğuna inanmam. Kitaplığımda klasiklerden felsefeye, fantastikten historicallara kadar hepsi vardır. Bir kitabı küçümsemek dünyayı küçümsemektir bana göre…

Enler anketime geçmeden önce son sorum; kitap alırken nelere dikkat edersin? Kriterlerin var mıdır?

-Genelde arka kapak yazısına dikkat ederim. Ve içinden bir sayfa açıp beni çekip çekmediğine… Onun dışında takip ettiğim yazarlar var elbette, onların kitaplarını kaçırmamaya uğraşırım. Arada da internet sitelerinden takip eder son çıkan kitapları listelerim. Ve listem sonsuzluğa doğru sıralanır. :)

Hangimizin sıralanmıyor ki dediğinizi duyar gibiyim? :) 


ENLER
En sevdiğin kitap?
-Tek bir tane mi? Ama haksızlık bu… Jane Austen – Emma
En sevdiğin yazar?
-Tolkien
En sevdiğin film?
-Tüm fantastikler desem olmuyor değil mi? :) Yüzüklerin Efendisi Serisi
En sevdiğin şarkı – şarkıcı?
-Şarkı / Arnavut Kaldırımı
-Şarkıcı / Leman Sam
En sevdiğin yemek?
-Karnıyarık
En sevdiğin renk?
-Mavi
En sevdiğin hayvan?
-At, tam bir deliyim bu konuda. :)



Benim sorularım bu kadar, zaman ayırıp sorularımı yanıtladığın için çok teşekkür ederim. Gerçekten çok keyifli bir röportaj oldu. :) Senin eklemek istediğin bir şey var mı?


-Ben de teşekkür ederim, çok eğlendim. Ne ekleyeyim ki, her şey çok güzeldi. Okuyan herkese mutluluklar dilerim, umarım onlar da bizim kadar keyif almışlardır. :)

Merhaba! :)

Önceki yorumumda belirttiğim gibi daha önce okuduğum kitapları yorumlamaya devam ediyorum. Sıradaki kitabım, Ezgi Bağcı (Alisa Samira)’nın Postiga Yayınları’ndan çıkan kitabı Hançer Gölge


Ölümdü…
Bir gölge misali onu takip eden, aldığı her nefese soğukluğuyla ciğerlerini dolduran ölüm.’Maskesiz,’ diye düşündü. Hançer maskesiz yaşayan bir ölümdü.
Ve kadın…
Ona doğru çekildiğini hissetti. Ufkun aslında bir uçurum olduğunu bilen minik bir serçeydi. Sonunun geldiğini hissetse de engel olamıyordu uçuşuna. İki sarmaşıktı ruhları, sarp kayalıklara tırmanmış, birbirine tutunan ve sonsuzluğa uzanırcasına sarılan…
Dolandılar, birbirlerineydi bu aidiyet. Toprak yeşilde yalnızlığından kaçak, yeşil toprakta susuzluğuna damla. Ama kader ki, sarmaşıklara bir ruhu paylaşmak yazılmışsa, dolanmışlarken delicesine, kuruturlardı birbirlerini… Aşk, bir yanda bembeyaz bir Melek, bir yanda kalbe saplanmaya hazır bir Hançer’di.



Tanıtım yazısını okuduğumda klasik aşk hikayesi olduğunu düşünerek başladım ama kitabın ilk bölümünü okuduğumda bu düşüncemin yanlış olduğunu anladım. Konusundan kısaca bahsedecek olursam; Melek hafızasını kaybetmiş ve geçmişine dair hiçbir şey hatırlamamaktadır. Buna rağmen tanıştığı yeni insanlarla mutlu bir hayat sürmeye devam etmektedir ta ki esrarengiz bir adamla karşılaşana kadar. Bu adam tüm hayatını değiştirecek olan Hançer’dir. Bu karşılaşmadan sonra Melek’in hayatı değişir. Ailesini ve geçmişini öğrenmeye başlar ama bunları öğrenmesi çok karmaşık şekilde gerçekleşir. O kadar heyecan verici ve merak uyandırıcı olaylar gerçekleşti ki acaba şimdi neler olacak diye kitabı elimden bırakamadım. Tam her şey çözüldü rahat bir nefes alabilirim artık diye düşünürken fark ettim ki kitap bitmesine rağmen olaylar yeni başlıyor. Umarım seri kitaptır bu kitap böyle bitemez diye düşünürken öğrendim ki seriymiş ve yazarımız devamını “Hançer Akis” olarak Wattpad’de yazıyormuş. Tabi ki bu duruma çok sevindim ve hemen okuma listeme ekledim. :)
Genel olarak çok sevdiğim bir kitaptı. Tek rahatsız olduğum şey, kitabın bölümleri belirtilmemişti. Bu da okurken kafamın biraz karışmasına neden oldu. Umarım devam kitaplarında bu duruma dikkat ederler. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. :)
Olumlu-olumsuz yorum ve tavsiyelerinizi bekliyorum. Yeni yorumlarda görüşmek dileğiyle… :)

                                  Mor Düşler Kızı ❤




Merhaba! Öncelikle ilk yazım için sizlerden öyle güzel yorumlar aldım ki, bu konudaki bütün şüphelerim uçtu gitti diyebilirim. Hepinize teşekkür ederim ❤  :)
Ve şimdi sırada ilk kitap yorumum var.
Yaklaşık 3 hafta önce memleketimize gittik. Giderken yanımda götürdüğüm ve okuduğum kitapları unutmadan yorumlarını girmek istiyorum. [Bu yüzden sizi yorum bombardımanına tutabilirim, buna hazırlıklı olun.:) ]  Bunlardan ilki Vefa Enver’in 2012 yılında Nemesis Kitap tarafından basılan Aşka Dönüş  kitabı. Kitabın baskısı yok ama şanslıyım ki bir sahafta denk gelip hemen aldım. :)



"Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar..."
Bildiğimiz tüm masallar bu cümleyle biter. Peki sonra neler olur hiç merak ettiniz mi? Evlendiklerinde, sonsuza dek sürecek bir aşk masalının kahramanlarıydı onlar. Perim ve Hakan...
Perim genç, güzel ve başarılı bir avukat, Hakan ise onun hep beklediği beyaz atlı prens... 
Tartışmalar, kırgınlıklar, aileler ve eski sevgililer, onları o çok uzun süreceğine inanılan rüyadan uyandırmak için sırada bekliyorlardı.
Tüm yaşananlara rağmen aşk hala affeden ve en kötü zamanlarda kendini hatırlatan bir his olmayı sürdürebilecek miydi?

Kadın hep kadın.

Erkek hep erkek.
Peki ya aşk?

Aşk, her koşulda hep aşk mıdır? 





Arka kapak yazısını okuduğum an  büyük bir merakla okumaya başladım. Çiftimiz kitabın daha başında evlendiği için okurken tuhaf hissettim açıkçası ama iyi anlamda. Alıştığımız tarzdaki aşk hikayeleri gibi olmaması okuma isteğimi daha da arttırdı. Ama ne yazık ki bu mutluluk kısa sürdü ve çiftimizin arası bozuldu ve tartışmalar başladı.Bu tartışmaların birinde Hakan'ın boşanma fikrini ortaya atmasıyla olay daha da ciddi bir boyuta taşınır ve sürtüşmeler başlar. Örneğin sırf Perim psikoloğa gidiyor diye Hakan'ın da psikoloğa gitmeye başlaması ve bu bölümlerde yaşanan diyaloglar oldukça eğlenceliydi. Bazı tesadüfler sonucu yaşadıkları olaylarda birbirlerini kıskanmaları ise mutlu edici gelişmelerdendi.
Kitabın sonunda ne gibi olaylar olduğuna girmeyeceğim çünkü kendimi tutamayıp her şeyi anlatabilirim. :)

Genel olarak yazımını ve konusu sevdiğim bir kitaptı. Okurken beni rahatsız edecek hiçbir şeye rastlamadım (sinir bozucu olayları saymazsak, onlar her aşk masalının olmazlarıdır çünkü :) ). Okurken eğlenceli vakit geçirebileceğiniz kitaplar arıyorsanız bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.Yazımın başında da belirttiğim gibi baskısı yok ama benim gibi sahafta denk gelirseniz alabilirsiniz. :)


İlk yorumum olduğu için biraz acemice olabilir ama umarım beğenmişsinizdir. Olumlu-olumsuz yorum ve tavsiyelerinizi bekliyorum.Yeni yorumlarda  görüşmek dileğiyle...


                                                  Sevgiyle Mor Düşler Kızı ❤

Merhaba, Mor Düşler Kitaplığı'na hoş geldiniz! :)


Bu blogumun ilk yazısı olduğundan dolayı çok heyecanlıyım ama lafı da çok uzatmak istemiyorum bu yüzden blog açma nedenimden bahsetmek istiyorum.

Kendimi bildim bileli kitap okumayı çok sevmişimdir.Önceleri kendi kitaplığım olmadığı için arkadaşlarımdan ödünç alarak ya da kütüphanelerden yararlanarak okumaya çalışırdım. Bu biraz zor olsa da bu sevdamdan vazgeçmedim tabi ki :) Zaman geçtikçe yavaş yavaş kendi kitaplığımı oluşturmaya başladım ve okumak daha zevkli bir hal aldı. Okurken tabiri caizse dünyayı unutup kendimi okuduğum o sayfalardaki dünyada buluyordum(ki bu durum artarak devam etmekte). Kendimi kitaplardaki karakterlerin yerine koyup onlarla üzülüp onlarla seviniyorum.Başlarına gelen olayları nasıl anlayamadıklarına, nasıl bu kadar saf olduklarına sinirleniyorum.(Hatta bazen o kadar sinirleniyorum ki kitabı okumayı bırakıp karaktere saydırıyorum :D ) Zamanla bu hayali arkadaşlarımın yaşadıklarını birileriyle paylaşma isteğim oluştu ve arkadaşlarıma anlatmaya başladım. Bütün kitabı anlatmaya başladığımı fark edince ise kendi kendime dedim ki ; "Bunları anlatmak senin hoşuna gidiyor olabilir ama karşındaki insanı bu kadar bunaltmaya hakkın yok ki senin! " Bunun yanında yine de içimdekileri paylaşma isteğini durduramıyordum. Derken aklıma blog açma fikri geldi.Böylece düşüncelerimi rahatça paylaşabilecektim ve bunları sadece isteyenler okuyacağı için kimseyi bunaltmamış olacaktım. Uzun bir süre blogum için isim düşündüm. Bu konuda çok zorlanmış olsam da uzun düşünme sürenin sonucunda "Mor Düşler Kitaplığı"nda karar kıldım ve karşınızdayım! :) Umarım yazılarımı ve blogumu seversiniz.Desteklerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdilik hoşça kalın! :)


Sevgiyle Mor Düşler Kızı ❤