Tür: Romantik, Dram
Yayıncı: Netflix
Bölüm Sayısı: 12
Bölüm Süresi: Ort. 50 dk
Dili - Ülkesi: Korece - Güney Kore
Oyuncular: Im Si-wan, Kim Seol-hyun, Shin Eun-soo, Bang Jae Min, Park Ye Young


KONUSU 
Lee Yeo Reum, annesinin vefatından sonra şehir hayatının ve iş dünyasının onu çok boğduğunu fark eder. Bütün her şeyini geride bırakarak birkaç parça eşya ile küçük bir sahil kasabasına taşınmaya karar verir. Elindeki birikimi ile burada huzurlu bir hayat sürmeyi planlarken, ölüm tehditleri almaya başlar. Herkesin birbirini çok iyi tanıdığı bu kasabada onu tehdit eden kötü adamı bulmaya çalışır.



Kim Seol Hyun, Lee Yeo Reum karakterini canlandırıyor.
28 yaşındaki genç kadın, çalışma hayatına yeni başlamış olsa da üstlerinin ona yaptığı baskılar ve üzerine binen iş yükü sebebiyle zorlu zamanlar geçirmektedir. Annesini de kaybedince bir farkındalık anı yaşar ve hayatını içinden geldiği gibi huzurlu bir şekilde geçirmeye karar verir. 


Yim Si Wan dizide Ahn Dae Beom karakterini canlandırıyor. 

Yeo Reum'un yaşamaya başladığı sahil kasabasındaki kütüphanede görevli olan genç adam, sosyallik açısından çekingen bir karaktere sahip. Öyle ki Yeo Reum ile ilk karşılaşmasında konuşmaya çekinip yazıyla anlaşmaya çalışınca genç kadın onu konuşma engelli sanıyor. İtiraf edeyim izlerken ben bile öyle sandım. :)

Ama diziyi izledikçe fark ediyoruz ki bu çekingen tavırların arkasında çok zeki bir karakter gizleniyor. :)



DİZİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM
Aslına bakarsanız bu diziye dair pek bilgim yokken kardeşimin tavsiyesi üzerine izlemeye başladım. Zevkimi bildiği için yanıltmayan bir tercih olduğunu baştan söyleyebilirim. :)
Çoğumuz işin yoğunluğundan ve şehrin kalabalık, koşturmalı hallerinden bunalıp Yeo Reum gibi küçük bir sahil kasabasına taşınmayı aklından geçirmiştir diye düşünüyorum. Yeo Reum bu kararını gerçekleştirince ona çok imrendim. Bazı zorunluklar olmasa da ben de istediğim yere gidip yepyeni huzur dolu bir hayat kurabilsem diye düşündüm. :)
Yeo Reum da Dae Beom da o kadar nahif karakterler ki izlerken kendimi huzurlu hissettim. Birbirlerine olan hisleri ve yaklaşımları çok doğal ve samimi geldi. Dizinin sakin havada devam edeceğini düşünürken Yeo Reum'un aldığı tehditler, Dae Beom'un geçmişine dair ortaya çıkan sırlar bambaşka bir hava kattı. Olayların arkasında kimin olduğunu öğrenme merakı da eklenince diziyi izleme hızım arttı. :)
Oyuncuları ilk kez bu dizide izledim. Karakterleriyle uyumlarının ve oyunculuklarının iyi olduğunu söyleyebilirim. :)
Hatta daha sonra Yim Si Wan'ın Run On dizisini de izleyip bitirdim. (Onun yazısı da yakında gelir. ♥)
Genel anlamda severek izlediğim, polisiye kısmını bir kenara alırsak huzurlu hissettiren bir diziydi Summer Strike. Ana karakterlerin nahif halleri, arkadaşlık ve aile ilişkilerini ele alması hoş detaylardı. Polisiye detayı huzurlu havayı biraz bozsa da beni rahatsız ettiğini söyleyemem. Sadece beklemediğim bir olay yaşandı ve beni çok üzdü, bu durumun yaşanmasını istemezdim. Spoiler olmaması için detay vermiyorum ama izleyenler beni anladı. :(
Küçük bir sahil kasabasında, tatlı karakterlerin hikayesini konu alan bu mini diziye şans verebilirsiniz diye düşünüyorum. ♥



Not: Görsellerin tamamı Google görsellerden alınmıştır.

 


"Bu evde insana para, altın yüzük, baş harflerin işlendiği nevresimler miras kalmaz, burada ölülerin bize bıraktığı şey yataklar ve kızgınlıktır. Öfke ve geceleri yatacak bir yer, bu evde miras kalabilecek tek şey bunlar."

~~~~

KONUSU
20 ülkede 12 dile çevrilmiş bir kitap Tahta Kurdu.
Her ev, içinde yaşayanların izlerini taşır. Anneanne ve torunun birlikte yaşadıkları ev ise geçmişten bugüne orada yaşamış olanların izlerini kanlı canlı diyebileceğimiz şekilde taşıyor ve bu ailenin kadınları için asla çıkamayacakları bir hapishanede gibidir.
 Anneanne günlerini evde, dolapların içinde ve duvarların arkasındaki gölgelerle konuşarak geçirir. 
Torun ise buradan kurtulmak ümidiyle kasabanın en zengin ailesinin yanında çalışmaya başlar fakat yaşadığı bir olaydan sonra eve geri dönmek zorunda kalır.
Komşularıysa gündüzleri anneanne ve torununu görmezden gelse de geceleri gizlice ikilinin kapısına gelmekten kendilerini alamazlar.
Bu iki kadın yaşadıkları evin sırrını çözerken, birlikte yaşadıkları gölgelerin hayatlarındaki varlığının sebeplerini de öğreniyoruz.
Tahta Kurdu; şiddet, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumdaki tabakalaşmaya dair eleştirel bir gözle bakan gerilimi ve karanlık yönüyle gotik unsurlar taşıyan bir roman.

~~~~

"İnsan yalnız ve fakir olunca aynı dersi iki defa alma lüksü yoktur, bu evde bunu da çok iyi biliriz."

~~~~
Yan Pasaj Yayınevi, neredeyse tüm kitaplarını okumuş olduğum, favori yayınevlerimden biridir.  Her yeni kitap haberlerinde heyecanlanır, kitaplarını okumak için gün sayarım. :)
Hal böyle olunca Tahta Kurdu elime ulaşınca da hemen okumaya karar verdim. Okumakta zorlandığım süreçte bana ilaç gibi gelen bir kitap oldu. Bu garip aile neyin nesi, evlerinde neler oluyor ve kasabada yaşayan diğer insanlar neden onlardan uzak duruyor acaba merakıyla gerçek manada elimden bırakmadan okudum. :)
Yazarın toplumdaki sınıflaşma kavramını, kadınların gördüğü şiddet ve ayrımcılık konularını işleyiş tarzını ve verdiği mesajları çok sevdim. Kısa olmasına rağmen içi dolu olan ve etkileyici bir roman. Daha önce gotik türde bir roman okumamıştım ama Tahta Kurdu'ndaki gerilim ve karanlık detayların etkileyiciliğini gördükten sonra kesinlikle bu türde kitaplar okumalıyım dedim. 
Layla Martinez'in kaleminden okuduğum ve Türkçe'ye çevrilen ilk kitabı Tahta Kurdu. Umarım diğer kitapları da en kısa zamanda dilimize çevrilir ve okuruz. :)
Bu yılki favorilerim arasına giren Tahta Kurdu'nu sizlerin de okumasını çok isterim. Özellikle gotik türle tanışmak isteyenler muhakkak şans versin. <3

~~~~
" Aile böyle bir şeydir, bir avuç yaşayan ve bir avuç ölü ile kapana kısılman karşılığında sana yemek ve başını sokacak bir ev verdikleri yer." 
~~~~

KİTABIN KÜNYESİ
Orijinal Adı:
Carcoma
Yazar: Layla Martinez
Çevirmen: İrem Genç
Yayınevi: Yan Pasaj
Sayfa Sayısı: 112
Baskı tarihi: Haziran 2023



"Biz farkında olalım ya da olmayalım hayat, tesadüf adı verdiklerimiz aracılığıyla bizimle konuşur. Belki de hayatla aramızdaki dilin adıdır tesadüf..."

~~~

Hayatımı Değiştiren Her Şey kitabını okurken, Esra'nın kendi hayatı ve geçmişi için yaşadığı farkındalık yolculuğunda neler yaşadığını ve nelerin üstesinden geldiğine şahitlik ediyoruz.

Esra, başarılı bir ressam ve küratör. İş dünyasındaki başarısının yanı sıra çok güzel giden mutlu bir evliliğe sahip. Cemiyet hayatında da bir yere sahip genç kadının çoğu insanın imrenerek bakacağı bir yaşantısı var.  Ama geçmişten gelen bir sırrı onun hayatına adeta bir gölge gibi çöker. Bu sırrın etkisiyle her gün gördüğü kabuslar hayatındaki değişikliklere tetikleyici olur. Bu kabuslardan sonra kılık değiştirerek temizlik için bir eve gitmeye başlar. Bir yabancının, Esra'nın herkesten saklayarak yaptığı bu işi ve onun sırlarını öğrenmesiyle genç kadının hayatı altüst olur. 

Büyük bir yüzleşme, psikolog seansları, bilinçdışı kodları, ritüeller, meditasyonlar, rüyalar, içindeki yaralı çocuğa mektup, affetme çalışmaları, reiki, yas tutma, geçmişi şifalandırma ve daha fazlası… 

~~~

"İnsanın yaşayabileceği tek bir hayat varken kitaplarda binlerce hayat vardı. Hem kendi hayatından uzaklaşmak hem de zihnindeki düşüncelerden kurtulmak için de kitap en güzel kaçış noktasıydı."

~~~

Hayatımı Değiştiren Her Şey, öncelikle ismiyle ilgimi çeken bir kitap oldu. Çoğu insan gibi ben de hayatımı olumlu yönde değiştirip geliştirmek istediğim için bu kitabı okumanın benim için yararlı olacağını düşündüm. Esra'nın yaşadıklarını okurken ilk olarak onun hayatını bu kadar etkileyen sırrı çok merak ettim. Çoğu kişinin mükemmel olarak nitelendirebileceği bir hayata sahipken onu huzursuz eden ne olabilir acaba diye sorguladım. Maalesef çevremizde ya da haberlerde karşılaştığımız haberlerden dolayı birkaç tahminim de oldu. Acı gerçeği öğrendiğimde ise bunların gerçek hayatta da yaşandığı bilinciyle neredeyse onun kadar sarsıldım. Bunu yaşayan tüm kadınlar için üzüldüm..

Esra'nın bu durumlarla yüzleşmesi ve geçmişte bırakması zorlu bir süreç olsa da yolculuğunu çok güzel tamamladığını düşünüyorum. Özellikle eşiyle birbirlerine olan sevgi ve anlayışlı halleri çok etkileyiciydi. Böyle bir ilişkim olsun isterim. :))

Ayşen hanımın, birkaç kitabını okumuştum fakat favorim kesinlikle Hayatımı Değiştiren Her Şey oldu. Hem ele aldığı konu hem de yazarın anlatım tarzıyla ilk sayfalardan kendine çeken ve bitirmeden bırakmak istemediğim bir okuma süreci yaşadım. Sadece son kısımlarda yaşanan olayları biraz daha detaylı şekilde okumak isterdim. Tadı damağımda kaldı deriz ya, bitirdikten sonra biraz öyle hissettim. :)

Bu tür konulara ilginiz varsa şans vermeniz gereken bir kitap olduğunu söyleyebilirim. ❤️