“Sen o zaman şuna karar vereceksin. Tek başına, hiçbir sorumluluk, bağlılık olmadan mevsimlik çiçek gibi mi yaşayacaksın; yoksa herkesi gölgesinde toplayan, kök salan, güven veren bir çınar mı olacaksın? Evin önündeki bu koca çınar, aile demek, bağ demek, koşulsuz, şartsız sevgi demek. Şimdi düşün bakalım oğlum, sabah uyandığında kararını vermiş olarak kalk çünkü hayat beklemez…”

~~~~

BAĞ KİTABININ KONUSU
Geçmişte yaşadıklarının yükü ve kalbindeki yara ile hayatını işine adamış başarılı bir iş insanı olan Kemal, aldığı bir haber ile kaçtığı geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır. 

Eğlence mekanlarının gözde isimlerinden biri olan ve tabiri caizse savruk bir hayat yaşayan Mila, en yakınlarından gördüğü büyük ihanetten sonra hayatını ne kadar anlamsız bir şekilde geçirdiğini fark eder. O andan itibaren genç kadının kendini bulma yolculuğu başlar. 
Bu ikiliyi biraraya getirecek şey ise tarihi Çınar kasabasıdır. Hem büyüleyici güzelliğe hem de verimli topraklara sahip bu kasaba, Kemal ve Mila'nın hayatlarında büyük bir dönüm noktası olacaktır. 

***

Merhabalar blog arkadaşlarım. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun! :)
Yoğun bir süreçten geçtiğim için epeydir buralara uğrayamadım ve sizleri çok özledim.♥ 
19 Mayıs vesilesi ile kendime vakit ayırma imkanım olunca hemen geldim. :)
Buralarda olamadığım süreçte okuduğum kitaplardan bir tanesi olan Bağ'dan bahsetmek istiyorum sizlere.  Bağ, son zamanlarda çok sık gördüğüm ve hakkında güzel yorumlar okuduğum kitaplardan bir tanesiydi. Hal böyle olunca okuma listeme almıştım ve kısa süre içerisinde edinip okuma fırsatım oldu. 
Kitabın ilk bölümünden itibaren Kemal'in geçmişte neler yaşadığını merak etmeye başladım. Yazarımızda bu durumu düşünmüşçesine olayları Kemal için geçmiş-günümüz ve Mila'nın yaşadıkları şeklinde dönüşümlü olarak aktarmıştı. Bir bölümü okurken diğer kısımda neler olduğunu merak ettirip okuma isteğini arttırdığı için bu şekilde anlatımı hep sevmişimdir. Yazarımızın akıcı üslubuyla birleşince kitabı kısa bir süre içerisinde okuyup bitirdim.
*Bundan sonraki kısımlarda SPOİLER İÇEREN kısımlar olabilir.*
Kemal ve ailesinin bir entrikanın kurbanı olarak 20 yıl gibi büyük bir zamanı birbirlerinden ayrı, yanlış anlamalar sebebiyle birbirlerini suçlayarak geçirmiş olmaları beni çok üzdü. Bunlara sebebiyet veren kişinin hak ettiğini bulduğunu okumak ise bir oh çekmemi sağladı. 
Mila'nın savruk hallerinden sonra kişisel olarak yaşadığı gelişim ve dönüşüm de oldukça etkileyiciydi. Babannesinin kaybından sonra bu hale gelmiş olsa da özüne dönüşü ve çok sevdiği kadının izinden gidişi takdire şayandı bence. Kemal ile duygusal ilişkilerinin ilerleyiş şekli tahmin edilebilir olsa da romantizm sever biri olarak keyif alarak okudum. 
Çınar kasabasına dair detaylar o kadar etkileyiciydi ki okurken gerçek bir kasaba olsaydı keşke dedim. Verimli topraklarını ve kasabaya adını veren çınar ağaçlarını görebilmeyi, Kemal ve Mila çiftiyle tanışmayı isterdim. :)

BAĞ, aşk, dostluk, sadakat, aile, ihanet ve daha fazlasını bulabileceğiniz kurgusuyla biraz Yeşilçam filmlerini anımsatan keyifli bir kitaptı. Benim gibi bu türde kitapları okumayı sevenlere tavsiye edebilirim. :)