Aşk kademe kademe hayat bulurdu: Tanışma, uyum, ortak ilgi alanları, zorluklar karşısında birlikte durabilme. Bunların hepsi zaman isterdi. Bir günde olacak şeyler değildi. Bu düşünceler ismi Ashima'yı andıran bu kızı neden tekrar görmek istediğini açıklamalıydı. 
~~~~ 
Esselamü Aleyküm Pekin Konusu
Asma, sevdiği adam ile evlenmesine günler kala öğrendiği gerçek ile hayal kırıklığına uğrar. Kalp kırıklığı ve üzüntüyle boğuşurken işiyle ilgili Pekin'e gitmesi gerekir. Burada gezi rehberi Zhong Wen ile tanışır. Mitoloji hayranı genç adam, Asma'dan çok etkilenir. Kalbi kırık Asma, Zhong Wen ile neler yaşayacak? Pekin'de hayatının aşkını mı buldu yoksa yeni bir kalp kırıklığı onu mu bekliyor?
Asma'nın yaşadıkları ve soruların cevabı kitapta. :)

~~~~
Hata etmek insanlık hâliydi. Ama bu ahlaki mesuliyetlerinden vazgeçip, sonra da işlediğin hatadan gelişigüzel başından savabileceğin, gayet sıradan bir şeymiş gibi bahsedebileceğin anlamına gelmiyordu. 
~~~~ 
Kitap Yorumum;
Esselamü Aleyküm Pekin, hem ismi hem de kapağındaki Asya esintilerinden dolayı dikkatimi çekmişti. Kore ve Çin dizilerinden dolayı Asya'ya olan ilgimi sizlerde biliyorsunuz. :)
Kapak tasarımı ve arka kapaktaki tanıtım yazısını okuyunca, kitabın gençlik kurgusu olduğunu düşünmüştüm fakat okudukça öyle olmadığını gördüm. 
Yorumun devamında spoiler olabilir.
Asma, sevdiği adamla evlilik arifesindeyken aldatıldığını öğrenir. Bu durum onu derinden yaralasa da sevdiği adamı arkasında bırakarak hayatına devam etmeye çalışır. Bu süreçte işiyle ilgili Pekin'e seyahat eder. Pekin'de olduğu sürede turistik mekanları ziyaret ederken Zhong Wen ile tanışır. Mitoloji hayranı bu genç adam ilk görüşte Asma'dan etkilenir ve mitolojide geçen Ashima'nın hikayesini onunla bağdaştırır. 
Sonrasında Asma ve Zhong Wen arasındaki ilişkinin gelişimi çok derin bir şekilde kurgulanmıştı. Zhong Wen'in İslam dinine yaklaşımı, Müslümanlık hakkında Asma ile sohbetleri ve diğer kısımlarda verilen bilgiler çok detaylı ve etkileyiciydi. 
Asma'nın yaşadıkları ve verdiği sınavlar ayrıca hüzünlüydü. İnsan bunları okurken gerçeklik payını düşünerek daha bir etkileniyor. 
Asma'nın tüm yaşadıklarına rağmen güçlü duruşu ve Zhong Wen'in dini konudaki seçimleri, tüm zorluklara rağmen sevdiğinin yanında oluşu kalbimi çalan detaylardandı. 
Esselamü Aleyküm Pekin kitabının da filme uyarlandığını öğrendim. Müsait bir zamanda onu da izlemeyi düşünüyorum.
Biraz da kitabın yazarından bahsetmek istiyorum;
Endonezyalı yazar Asma Nadia'nın, "Dünyanın En Etkili 500 Müslüman İnsanı" listesinde yer aldığını öğrenince kendisi hakkında daha fazla bilgi edinmek ve diğer kitaplarını okuma isteğim arttı. Birçok türde 70'den fazla kitap yazmış ve bunlardan 13'ü sinema filmine, 7'si diziye uyarlanmış. Ülkesinin birçok yerinde kütüphaneler açması ve genç yazarlara destek olmak için kurduğu topluluğu da eklemek isterim.
Kendisini gerçekten çok takdir ettim. Diğer kitapları da dilimize çevrilirse okuma listeme ekleyeceğim bir yazar oldu. 
Bu tarz kitapları okumayı sevenlerin şans verebileceği bir eser olduğunu düşünüyorum.
~~~~
Gerçek aşkın yalnızca bir efsaneden ibaret olduğunu söyledi kendi kendine. Bir hayal. Hiç acı çekmemiş insanların uyumadan önce anlattıkları bir hikâye. Ucuz aşk romanları yazmaktan öte hiçbir şeyi beceremeyen kurmaca yazarlarının anlattığı bir masal. Evet. Gerçek aşk yalnızca kurmacadan ibaretti. 
~~~~ 
 Asma epeydir erkeklerin ona döktüğü tatlı dile kanmaz olmuştu. Bu demek değildi ki ömür boyu böyle hissedecek, fakat şu anda böyle tatlı lafların, hele hele tumturaklı sözlerin onu heyecanlandıracağını düşünmüyordu. Azıcık bir aşk tecrübesi, kendisiyle paylaşılan sayısız sır ona bu dersi vermişti. Erkekler içi boş tatlı sözler söyler, kadınlar da onların etrafında pervane olup duydukları her güzel sözü gerçek bir sevgi, aşk ifadesi kabul ederdi. 
~~~~ 
 Deva'nın uyumadığından ve birazdan söyleyeceği sözleri duyacağından emindi: "Biliyor musun Deva; sen yanımda olduktan sonra her şeyin kolaylaşacağını düşünmüştüm. Eğildi, dudaklarını kocasının kulağına yaklaştırdı. Sıcak nefesi Deva'nın kulağının ardındaki yumuşacık tüylere değdi. Acıyla ekledi: "Ama yanıldım. Beni sevdiğini söylerken bile bana sırtını dönen biriyle evlendim."
~~~~
KİTABIN KÜNYESİ 
Özgün Adı: Assalamualaikum Beijing 
Yazar: Asma Nadia 
Çevirmen: Merve Pehlivan 
Yayınevi: Nesil Yayınları 
Sayfa Sayısı: 176 
Baskı tarihi: Kasım 2024

 


"Zaten sayının ne önemi var. Yaş dediğin; durak ismi gibi bir şey, gideceğin yere varmak üzere yola çıkmışsan kaç durağın adını aklında tutarsın ki. Sadece bindiğin ve indiğin durağın ismini bilirsin bir de sende iz bırakanları, gerisi teferruattan ibaret."
~~~~
Mutlu akşamlar blog arkadaşlarım.
Yine bir pazar akşamı, yeni bir kitap hakkında bir şeyler paylaşmaya geldim. :)
Ne yazsa okurum dediğim sevgili yazarım Esra Uzun'un kaleminden Mezarlık Koleksiyoncusu kitabından bahsedeceğim. 72 sayfalık hikaye tadında ama içeriği dolu dolu olan bir kitap. Bu sebeple konusu diye başlık atarak uzun uzun anlatmayacağım bu defa. Öncelikle yazarımızın arka kapak için yazdığı satırları paylaşmak istiyorum;

Güzel bir hikâye vadetmiyorum size. Ayrıca göreceli bir kavram olmasından mütevellit güzel nedir, neye denir onu da bilmiyorum. İçimde yarım kalan heveslerin, sevdaların, dokunuşların hatta dokunamayışların yası var. Neye özensem hepsi içimde kırık dökük anlamsız bir şekilde yarım yamalak. Kırk beş yıllık ömrümde içerime ata ata biriktirdim sarf edemediğim kelimelerimi. Yüreğim, dilimin ucuna düşemeyen saklı cümlelerimin uçsuz bucaksız mezarlığı… Mezarlık Koleksiyoncusu; keşkelerin, yarım kalmışlıkların, umutların, vazgeçişlerin hikayesi.

Sonra karakterimiz başlıyor anlatmaya. İsmini paylaşmasa da çocukluğundan başlayarak hayatta yaşadığı tüm kalp kırıklıklarını, ailesinden, arkadaşlarından yani en sevdiklerinden aldığı yaraları, hayattan yediği darbeleri ve her birinde sebep olan kişi için açtığı mezarları paylaşıyor. Yaşadıkları o kadar hayatın içinden ki bazı satırlarda, "Aa ben de böyle bir şey yaşadım, seni çok iyi anlıyorum." diye düşünüp kahramanımız ile karşılıklı konuşma isteği geliyor insana. Spoiler almayı da vermeyi de pek sevmem bu sebeple kitabın sonuna dair fazla konuşmak istemiyorum ama yazar kendi tarzında etkileyici bir son vermiş kahramanımızın hikayesine. Zihnindeki ölülerden ve mezarlıklardan kurtulurken okura da derin bir farkındalık sunuyor. 
Ve ben bir kez daha kalemine hayran kalarak kitaba veda ettim. Mezarlık Koleksiyoncusu 2024 yılı favorilerimden biri olarak kitaplığımdaki yerini aldı. Sizlere de hem bu kitabı hem de Esra Uzun'un diğer kitaplarını tavsiye ederim. ♥

Esra Uzun'un Diğer Kitapları 

~~~~
"Sahi insanoğlu neden böyleydi? Bir testide çatlak bir yer gördüler mi oraya bant olmak yerine, bıçak olup sızan yeri daha da eşeleyerek suyun akış hızını bozup tüketiyordu."
~~~~

Victor Hugo'nun dediği gibiydi tüm mesele. "Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğine bakar."


KİTABIN KÜNYESİ
Adı: Mezarlık Koleksiyoncusu
Yazar: Esra Uzun
Yayınevi: Banliyö
Sayfa Sayısı: 72
Baskı tarihi: Şubat 2024

 


Battaniyeyi alıp dışarı çıkıyorum, iyice kapanıyorum. Böyle oturmak fena değil, hoşuma gidiyor. Her şey farklı olsaydı sadece bununla bile mutlu olabilirdim; bir yaz akşamı, göl evinde bir battaniyeye sarılmış, şarap… İstemiyorum. Boğazım düğümleniyor, buncacık şeyden mutlu olmak isteniyorum, buna razı olmak zorunda kalmak haksızlık.

~~~~
Yetişkinler Konusu
Ida, bekar ve başarılı bir mimar. Kendini genç hissetse de biyolojik saati işliyor ve vücudundaki bazı belirtilerle orta yaşa yaklaştığı gerçeğiyle yüzleşiyor. Kısa süreli ilişkiler yaşasa da annelik duygusunu tatmak onun için çok önemli. Bu konu üzerine düşünüp  anneliği tadamamak konusunda üzülse de, yaz tatilinde annesi ve kardeşi ile güzel zaman geçireceği ve rahatlayacağı fikri onu biraz rahatlatır. 
Ida, yaşadığı durumu ve üzüntüsünü ailesiyle paylaşmayı planlarken, kız kardeşi Marthe ve sevgilisi müjdeli haberi paylaşınca kendini geri planda kalmış ve hayal kırıklığına uğramış hisseder. Marthe'nin hep ondan bir adım önde ve ilgi odağı olması gerçeğini kendi içinde düşünürken onun da hayal kırıklığı yaşayarak hayatının kötüye gitmesinden zevk alır bir hale geliyor.
Yetişkinler kitabı, adını yansıtacak şekilde yetişkinlerin kıskançlığını, zedelenmiş aile bağlarını ve en önemlisi sevgi eksikliğinin hayatlarına yansımasını gözler önüne serecek bir kurguya sahip.

Yorumum;
Yetişkinler, favori yayınevlerimden biri olan Yan Pasaj Yayınevi'nin en yeni kitaplarından biri. Kitaplarını ne kadar sevdiğimden sıkça bahsettiğim yayınevinin her çıkan kitabını heyecanla takip ediyorum ve mümkün olan en kısa zamanda okumaya çalışıyorum. Yetişkinler kitabı da konusu itibariyle dikkatimi çekmişti. Kavuşunca hemen okuyup bitirdim ama yoğunluklardan dolayı sizinle paylaşmam biraz zaman aldı. :)
**
Ida, her zaman annesi ve kız kardeşi ile birlikte olmuş hep onlara destek olmuş bir kadın. En önemli anlarında bile kendinden fedakarlık yaparak onlarla olduğunu dile getiren, sevgi ve ilgi anlamında ailenin eksik bırakılan üyesi. Bu durumun farkına varması da ilginç bir şekilde oluyor. 40'lı yaşlara geçiş yaptığından annelik fikrini derinlemesine düşünerek doktoruna gidiyor. Ve ne yazık ki üzücü bir sonuç onu bekliyor. Bu haberin ona verdiği üzüntü ve yıkımı ailesiyle paylaşma fikriyle yazlık evlerine gidiyor ama sürprizlerle karşılaşıyor. Aldığı haberlerle yine geri planda kaldığını ve ilgisiz bırakılan kız çocuğu olma fikriyle yüzleşiyor. Bu düşünceyle onlardan intikam almak istiyor ve aileyi sarsacak bazı şeyler yapıyor. Kitaptaki olaylar bu şekilde gelişiyor ve ilerliyor.
Ida'nın sevgi eksikliğini ve yaşadığını yıkımı çok iyi anlıyorum. Her zaman ailenin fedakar üyesi rolünde olmak onun için yorucu bir durum. Buraya kadar düşünce ve davranışlarını anlıyorum fakat devamındaki intikam fikri ve davranışları biraz fazla geldi. Sonuçta intikam almak istediği kişiler onun ailesiydi. Konuşarak, içindekileri paylaşarak çözülemez miydi düşüncesi oluştu. Anne ve kız kardeş Marthe'nin bazı davranışları da kabul edilebilir değildi bence. Her şeyde fedakarlığı Ida'dan beklemek hoş bir tutum değil.
Marie Aubert'in kitabında, yetişkinler arasındaki bağları ve duygu durumlarını vurucu bir şekilde ele aldığını düşünüyorum. 128 sayfalık kısacık bir kitap olsa da anlatım tarzıyla bu kadarının bile yeterli olduğunu kanıtlamış. Karakterlerde kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz, ilişkilerinizi sorgulayabileceğiniz bir okuma yapmak isterseniz Yetişkinler'e şans verebilirsiniz.
~~~~
Yalnız uyuyor, yalnız uyanıyorum, işe yalnız gidiyorum, işten yalnız dönüyorum, bundan şikâyetçi değilim, esas böyle olmazsa şikâyet etmeli. Ama yalnızlık giderek büyüyen bir çember oluyor.

KİTABIN KÜNYESİ 
Özgün Adı: Voksne Mennesker 
Yazar: Marie Aubert 
Çevirmen: Ayşe Erbulak 
Yayınevi: Yan Pasaj 
Sayfa Sayısı: 128
Baskı tarihi: 18.10.2024

 


"Taşınmaya ve bir yere yerleşmeye karar verdiğimde, nereye gideceğimi düşünmeme bile gerek yoktu. Ben bir pusulanın dönen iğnesiyim ve sen her zaman benim gerçek kuzeyim oldun, Parker."

~~~~

Tam Benim Tipim Konusu
Lana Parker, Los Angeles'ta popüler internet sitelerinden birinde ilişkiler üzerine yazan ve tavsiyeler veren bir köşe yazarıdır. İnsanlara tavsiye veriyor olsa da bir ilişkiden diğerine geçiş yapan Lana, kendi hayatında ilişkiler konusunda pek de başarılı sayılmaz. Yine bir sevgilisinden evlilik teklifi geleceğini düşünürken ayrılık kararını öğrenince çok etkilenir. İlişkilere bir süre ara vererek kariyerine odaklanmaya karar veren genç kadın için sürpriz bir gelişme yaşanır.
Unutamadığı lise aşkı Seth, bir anda çıkagelir ve Lana onunla birlikte çalışacağını öğrenir. İlişkisi yeni biten ve unutamadığı aşkını bir anda karşısında bulan Lana için işler giderek karmaşıklaşır.
Patronları Lana ve Seth ikilisi için bir meydan okumaya dair yazı dizisi teklifinde bulunur. Ve macera böylece başlamış olur. Sizce eski iki aşık bu meydan okumada neler yaşayacak? :)

Yorumum
Mutlu pazarlar, mutlu akşamlar blog arkadaşlarım ♥
Bugün konusundan da anlayacağınız üzere romantik komedi türünde bir kitap ile geldim. Bu tarz kitapları okumaktan ve filmleri izlemekten keyif alıyorum. Hayatın yorucu ve karamsar tarafından kopup eğlenceli anlar geçirmemizi sağladıklarını düşünüyorum. :)
Lana, annesinden ilgi göremediği için duygusal ilişkilere sığınarak bu eksikliğini gidermeye çalışan genç bir kadın. Kendisi hoşlanmıyor olsa da ona ilgi gösteren bir erkekle birlikte olmayı hemen kabul ettiğinden, birçok başarısız ilişki yaşamış. Yine böyle başarısız bir ilişkiden çıktığı anda, yıllarca unutamadığı aşkı Seth'i karşısında görünce ne yapacağını bilemez. Hala aşık olan yanı ona doğru çekilirken, gururlu durmaya çalışan diğer yanı genç kadını ikilemde bırakır. 
Lana'nın ailesinden göremediği ilgiyi dışarıda araması, bunun eksikliğiyle yıllarca savaşması ve bazen kendini suçlaması beni çok etkiledi. Gerçekte de olsa kitapta da böyle şeyleri hiç yaşamasak keşke dedim...
Seth ise yıllarca serbest gazeteci olarak çalışmış ve oradan oraya gezerken artık gezgin hayatına son vererek bir yerde sabit olarak çalışmaya karar vermiştir. Hem karizmatik hem de kariyerinde de oldukça başarılı bir adam. Lana'nın işi çok zor. :)
Patronları ikiliye verdiği görevi ve şartları açıkladığında neler yaşanacak acaba diye düşünmeye başladım. Lana ve Seth, geçmişlerini bir kenara bırakarak kendilerine verilen görevi başarı ile gerçekleştirebilecek mi yoksa eski aşkın külleri yeniden alevlenecek mi merakıyla okuduğum bir kitap oldu.
İkilinin birbirlerine yazdığı görevleri ve gerçekleştirme evrelerini okumak çok eğlenceliydi. Onlar birbiriyle yarışma halindeyken iş arkadaşlarının sohbet gruplarındaki konuşmalar ise ayrıca keyifliydi. :)
Tam Benim Tipim, Falon Ballard'ın kaleminden okuduğum ilk kitaptı. Klişe diyebileceğimiz bir tarzda yazmış olsa da anlatım tarzını sevdiğim için okurken sıkılmadığımı ve keyif aldığımı söyleyebilirim. Dilimize çevrilen Aşk Sözleşmesi kitabını da okuma listeme aldım. Unutulmazlarım arasına girdiğini söyleyemem ama benim gibi bu tarz kitapları okumayı seviyorsanız şans verebilirsiniz.

~~~~

"Seninle ikinci bir şans elde etmek için on yıl bekledim, Lana. Sürekli seni düşündüm, seni sevmekten hiç vazgeçmedim. Ve sonunda kendimi seninle tekrar aynı odada bulduğumda, sonunda beni tekrar istediğini söylediğini duyduğumda, bunun nedeni sarhoş olman ve hâlâ başka biriyle birlikte olmandı. Ne düşünmem gerekiyordu? Belki daha iyi tepki verebilirdim ve bunun için özür dilerim ama bu benim için yıkıcıydı."

~~~~
KİTABIN KÜNYESİ
Özgün Adı:
Just My Type
Yazar: Falon Ballard
Çevirmen: Elif Dinçer
Yayınevi: Go!
Sayfa Sayısı: 384
Baskı tarihi: Ağustos 2024