Merhabalar blog arkadaşlarım, herkese hayırlı ramazanlar dilerim.
Ramazanın ilk haftası dolmak üzereyken Mart ayının son günlerindeyiz. İlkbaharı heyecanla bekliyorken bugün bir farklılık yaparak ürün deneyimi paylaşmak istedim. 2022'nin son aylarında yoğun bir saç dökülmesi problemim vardı. Dökülme karşıtı şampuanlar denedim olmadı. Bu sorunum uzun bir süre devam edince doktora gittim fakat ondan da bir sonuç alamadım ne yazık ki. Kaybettiğim saçlar moralimi bozduğu için nasıl önleyebilirim diye detaylı araştırmalar yapmaya başladım ve iyi sonuçlar verdiğini duyduğum Eczacıbaşı'nın alt markası olan Selfit'in Biotin takviyesini denemeye karar verdim. Siparişim Aralık ayının ortasında elime ulaştı ve hemen kullanmaya başladım.
Ürünün vaatleri;
*Normal saçın korunmasına,
*Normal cildin korunmasına,
*Normal enerji oluşum metabolizmasına ve makrobesin öğeleri metabolizmasına katkıda bulunur.
Deneyimim;
Takviyenin yemeklerden sonra günlük 1 adet olarak alınması tavsiye ediliyor, ben de buna uyarak kullandım ve kısa bir süre sonra etkisini görmeye başladım. Hem duşta hem de sonrasında saçlarımı tararken avuç avuç saçlarım dökülürken Selfit Biotin takviyesini kullanmaya başladıktan sonra bu durum yarı yarıya azaldı. Günlük olarak saçlarımı toplarken bile onlarca saç telim dökülüp giderken takviye sonrasında kuru tarama yaptığımda sadece 3-4 tel saç gördüğüm andaki sevincimi anlatamam. Etkili bir ürün olacağını düşünerek almıştım elbette ama bu kadar hızlı sonuç almak olumlu anlamda şaşırttı doğrusu.
Saçımda olumlu etkilerini görmüş olsam da, cilt ve metabolizma için bahsedilen etkilerine dair kendimde farklı bir şey gözlemlemedim.
Uygun fiyata bulduğum için 3 kutu birden sipariş verdim. Saçlarımdaki dökülmelerin en aza inmesini hatta tamamen bitmesini temenni ederek hepsi bitene kadar kullanmayı planlıyorum. Bu süreçte başka etkiler görürsem yazımı güncellerim. :)
Selfit Low Sugar Bar (162 Kcal)
Biotin takviyesini sipariş verirken, Selfit'in sağlıklı atıştırmalık barlar ürettiğini keşfettim. Birçok çeşidi olduğu için seçim yapıp alamadım fakat marka incelik yaparak siparişimin yanına hediye olarak Low Sugar olan çeşidinden eklemiş. Paketi açıp bu detayı görünce çocuklar gibi sevindiğimi itiraf edeceğim. ^^
Hemen tadına baktığımı da söylememe gerek yoktur sanırım. :)
Kakaolu ve düşük şekerli olduğu için acı olur mu diye düşünsem de normal bir tadı vardı. Tek lokmada bile içeriğindeki yüksek lif miktarı ve çiğ bademle çekirdek taneleri kendini belli ediyor. Tamamını tüketince lif yoğunluğu sebebiyle diğer atıştırmalıklara göre ağızda kuru bir his bıraksa da lezzetli olduğunu söyleyebilirim. Favorim oldu kesin alırım diyemem ama sağlıklı atıştırmalıkları sevenler ara öğünlerinde tüketmek için şans verebilir. İçeriğinin ve enerji değerlerinin bulunduğu görselleri aşağıya ekliyorum.
Favori sağlıklı atıştırmalığınız hangisi?
"Tüm yaşamınızı, birikiminizi, ailenizi, dostlarınızı geride bırakıp yeni bir hayata başlamak nasıl olurdu?"
Her Şey Mümkün Barış kitabı, eski eşinden ve ailesinden kaçarak Avustralya'ya gelen Barış'ın dilini dahi bilmediği bu topraklarda hayatını sıfırdan kurma çabasını anlatıyor. Barış (aslında Nurcan), hem ailesiyle hem de eski eşiyle öyle şeyler yaşamıştır ki, bunlardan kurtulmak için yanına bir parça kıyafet dahi almadan kendini uçakta bulur. Tabiri caizse tırnaklarıyla kazıyarak kurduğu kariyerini, dostlarını geride bırakarak geldiği Avustralya'da hayatını sürdürebilmek için iş ve kalacak yer bulma çabalarını, burada edindiği dostlukları ve aşka inancını yeniden kazanma macerasını okuyoruz.
~~~~
Her Şey Mümkün Barış kitabını, sosyal medyadaki bir okuma grubumuz vesilesi ile edindim ve okudum. Kahramanımız Nurcan, hayatını mahveden kişilerden kurtulmak için "Sil baştan başlamak gerek bazen." düşüncesiyle çıktığı yolculukta ilk olarak adını değiştirip Barış yapar. O artık Barış'tır ve huzur dolu bir hayat için elinden geleni yapacaktır. Barış ile tanıştığım ilk bölümden itibaren çok ısındım. Gerçek bir hayat hikayesine dayanan bu kitapta hikayenin detaylarını öğrenmek ve karakterin yaşayacaklarına tanıklık etmek için heyecanlandım. Bu sebeple kitabı elime alır almaz yarısına gelene kadar elimden bırakamadım. İmkanım olsa bir oturuşta da bitirirdim sanırım. :)
Öncelikle Barış'ın cesaretini ve özgüvenini sevdim. Onu mutsuz eden insanları geride bırakması, yeni gittiği ülkede hayatını kurabilmek için verdiği mücadele.. Tam anlamıyla savaşçı bir kadın. Karşılaştığı kötü durumlarda bile bunların iyi yönünü görmeye çalışmasını, pes etmeden devam etmesini etkilenerek okudum. Bazı noktalarda Barış'ın şansını okurken gerçek dünyada bu kadar şanslı olamayız herhalde kurgusallık katılmış diye düşünsem de kitap içerisinde böyle pozitiflikler okumayı sevdiğim için beni rahatsız etmedi. :)
Avustralya'ya dair detaylarda çok başarılı bir şekilde aktarılmıştı. Hem betimlemeleriyle hem de coğrafik bilgileriyle sanki kendim gidip görmüş gibi hissettim. Özellikle yerleşim şekillerinden ve sahilinden bahsedildiği bölümlerde keşke ben de orada olsam dediğimde oldu. :))
Yazarımızın kalemiyle tanışma kitabım olsa da anlatım tarzı o kadar aşina geldi ki daha ilk bölümden beni kitabın içerisine çekti. Akıcılığı sayesinde yukarıda da belirttiğim gibi bir oturuşta yarısını okudum. Ve heyecanlı bir şekilde okurken kitabın sonuna geldiğimi gördüm. Barış'ın hayatına dair daha fazla şey okuyacağımız mesajını vererek biten kitabın ardından, çok fazla beklemeden devam kitabına kavuşmamızı temenni ediyorum. :)
Bu tarz hayata sıfırdan başlama ve mücadele hikayelerini okumayı sevenler için tavsiye edebileceğim bir kitap. :)
Zahiri - Albert | Kitap Yorumu
Zahiri kitabı, güzel ve iyi huylu Clara ile zekasına hayran olduğu kardeşi Brain'ın yaşadıklarını konu alıyor. Kelebeklerle özel bir bağı olan Clara, hayatının aşkı Phil ile de bir kelebek sayesinde tanışır. Hayatları masallardaki gibi ilerlerken, mutluluklarını bir kız çocukları olur. Clara gibi asıl bir güzelliği Julia, bazı insanların dikkatini çeker. İyilik ve kötülüğün savaşı böylece başlamış olur. Brain'in odasında ortaya çıkan gizli bir geçitte bulduğu, geleceğe dair bilgiler içeren bir defter bu savaşta onlara yardımcı olur. Defterin içerisindeki notlar ile Brain'in zekası birleşince zorluklarla mücadele edebilirler ama kötülere galip gelmeleri için yeterli olacak mı orası kitabı okuyacakların öğreneceği soru olsun. :)
Masal tadında başlayan hikaye, fantastik öğeler eklenince farklı bir boyuta geçiyor diyebilirim. İnanç, yaratıcı gibi kavramlar üzerine de eğilen çok yönlü bir eser. Olayların akışı yönünden bazı noktalarda hızlı geçişler olduğunu düşünsem de akıcı bir anlatıma sahipti. Brain, zeki bir karakter olduğu olay örgüsü içerisinde anlaşılıyordu, "küçük dahi" sıfatının kullanımı bu yönden biraz abartılı geldi. Genel anlamda baktığımda anlatılan konu ve verilmek istenen mesajlar oldukça anlamlıydı. Bu tür kitaplar okumayı seviyorsanız şans verebilirsiniz.
Charlotte Bronte'nin Gizli Aşkı - Jolien Janzing | Kitap Yorumu
Jolien Janzing'in 19. yüzyıl İngiliz edebiyatı alanında uzmanlığı ile eserleriyle edebiyat dünyasının önemli isimleri arasında yer alan Bronte kardeşler hakkında biyogrofik bir roman kaleme almış. Bir papazın kızları olarak dünyaya gelen Charlotte ve Emily'nin hayatlarında önemli bir dönem olan Brüksel'e gidiş ve orada geçirdikleri zamana ilişkin araştırmalarıyla hayal gücünü harmanlayan yazarımız, Charlotte Bronte'nin Gizli Aşkı kitabı ile iki kız kardeşin hayatlarına ışık tutuyor diyebilirim.
Uğultulu Tepeler ve Jane Eyre ile hepimizin tanıdığı Bronte kardeşler hakkında gerçek bilgilere dayanarak kaleme alınmış bu kitabı okumak benim için heyecan vericiydi. Charlotte ve Emily, birbirinden farklı karaktere sahip iki kardeş. Emily içine kapanık, evinin huzurlu ortamında olmayı severken; Charlotte daha atılgan ve dışa dönük biri. Charlotte'nin yeni dünyalar keşfetme isteğiyle eğitim almak üzere Brüksel'e giderler. Burada yatılı bir okulda Fransızca eğitimi alırken, Charlotte'nin aşık oluşu ve sonrasında yaşadıklarını okuyoruz.
Yazar, bilgi birikimini ve yeteneğini başarılı bir şekilde kullanmıştı bence. Özellikle betimlemeleriyle okurken o döneme gidip yaşananlara şahit oluyormuş hissi verdi. Normalde yoğun betimlemeye sahip kitapları okumakta zorlanırım fakat bu kitabı okurken birkaç bölüm sonra bu duruma alıştım hatta hoşuma gitmeye başladı. Gerçek hayata dayanıyor olması da ilgi çekici bir detaydı. Okurken bir yandan da araştırdığım için yazar akışı kurgusal olarak kendinden bir şeyler katarak değiştirecek mi yoksa gerçek olaylara bağlı kalarak mı ilerleyecek merakıyla devam ettim. Bitirdiğimde ise Bronte kardeşlere dair daha fazla şey okuma isteğiyle doldum. Siz de edebiyat dünyasının ünlü isimlerinden olan bu iki kız kardeşin hayatına dair bir şeyler okumak isterseniz tavsiye edebilirim. :)
Kader Gayrete Aşıktır - Ethem Emin Nemutlu | Kitap Yorumu
Engelli bireyler için yaptığı yatırımlar ve büyük destekler ile tanınan Erkut, bir gün verdiği konferansta onu dinlemeye gelen yüzlerce kişiye yaşanmış gerçek bir hikayeyi anlatmaya başlar. Hikayenin kahramanları iki kız kardeş Deniz ve Merve. Köyün en varlıklı adamı olan Ali Ağa'nın kızları olsalar da babalarından gördükleri şiddet sebebiyle korku içinde hapis hayatı yaşarlar. Bu da yetmez gibi Ali Ağa, bir gün Deniz'i hiç tanımadığı bir adamla evlendireceği haberiyle çıkagelir. Kaderine boyun eğen Deniz, tam evleneceği gün karşısına çıkan Kerem ile kaçmaya ve bu durumdan kurtulmaya karar verir. Kaçıp kurtulduğunu, Kerem ve oğlu Emin ile mutlu bir hayat yaşayacağını düşünse de kader yine ağlarını Deniz için örer. Alkolik olan Kerem, hem Deniz'e hem de oğluna şiddet uygulamaya başlar. Deniz acı dolu hayatında, mutlu günler görebilecek mi sorusunun cevabı kitapta.
Gerçek bir hikayenin bizlere aktarıldığı tabiri caizse yürek yakan bir kitap Kader Gayrete Aşıktır. Deniz'in önce babasına sonrasında eşi Kerem'e karşı verdiği mücadele. Hayata karşı tek tutanağı olan oğlunu koruma çabaları. Okurken boğazım düğüm düğüm oldu, yüreğim sızladı. Okuduklarımın gerçek olduğunu bilmek ise bu durumu kat kat arttırdı.
Kadınlara ve çocuklara şiddet, engelli bireylere yönelik farkındalık ve insanlara karşı önyargılı davranmamak konusunda güzel mesajlar içeren anlamlı bir kitaptı. Birkaç saat içerisinde okuyup bitirsem de uzun süre aklımdan çıkmayacağını söyleyebilirim. Tüm zorluklara rağmen pes etmeden, gayret ederek neler başarılabileceğini ve sevginin iyileştirici gücünü bir kez daha anlamamı sağladı. Bu etkileyici hikayeyi sizlerin de okumasını isterim.
Orijinal Adı: Il Est Juste Que Les Forts Soient Frappes
Yazar: Thibault Berard
Çevirmen: Gülşah Ercenk
Yayınevi: Yan Pasaj
Sayfa Sayısı: 286
Baskı tarihi: Ekim 2022