1) Röportajlarımın olmazsa olmazı olan sorusuyla başlayalım. Bize kendinden bahseder misin? Aslı Karabulut kimdir, günlük hayatında neler yapar?
Aslı : Olmazsa olmaz ve gülerek cevap vermeye çalıştığım bir soru:) Nedense bu soru beni eğlendiriyor :P Neyse :)
1986 doğumluyum. Eğitim hayatım boyunca birçok staj yaptım. İstanbul Üniversitesi'ni bitirdikten hemen sonra iş hayatına atıldım. Gözümü üst düzey yönetici asistanlığıyla açtığımı söyleyebilirim. Sadece 2-3 sene içerisinde bu pozisyon, PA dediğimiz özel asistanlığa dönüştü. 2009 yılından beri aynı şirkette, aynı yöneticiyle çalışıyorum. Belki bilirsin; bu meslekte iş günü-tatil dönemi-izin günü kavramları iç içedir. O yüzden yoğun bir tempoda nefes alıp veriyorum :)
Sabırlı ve kontrollüyümdür.
Günlük hayatımda genellikle kendimle kalmayı severim. Bu da, yoğun iş temposundan sonra kendime tanıdığım en büyük lüks. Düzenli ve programlı biriyimdir. Kitap yazarım, okurum ;)
2) Peki ne oldu da Aslı Karabulut yazmaya başladı?
Aslı : Aslında bunun için hani şöyle 'işte şu olay beni derinden etkiledi' tarzında bir hikâyem yok. Sadece bir gün yazmaya başladım :) 2011 yılında küçük iki hikâyeyle adım attım. Arkasından Ateş ve Buz, Kan Kırmızı ile diğerleri geldi. İlk başta hiçbir sosyal platformda yazmadım/paylaşmadım. Forumlarda ve Facebook'ta bildiğim, hikâyeler yazan insanlar vardı. Sonradan artık tüm dünyanın aşina olduğu Wattpad'de yayınlamaya başladım yazdıklarımı. Yani ben ne forum yazarıyım, ne Facebook ne de Wattpad.
3) Yazdıklarının kitaplaştırılmasını düşünüyor muydun? İlk kitabının basım aşamasında ve çıktıktan sonra neler hissettin?
Aslı : Açıkçası hayır. O ilk dönemde yazıyor ve yazdıklarımı okurlarla paylaşıyor olmak beni mutlu ediyordu. Zaten bilirsin, artık o eski Wattpad yok. O samimiyet, keyifli ortam...
Ateş ve Buz benim ilk kitap deneyimim. Haliyle acemiydim. Heyecanlı, mutlu, hatta tedirgin. İşler nasıl olacak, nasıl yürüyecek gibi sorular dolanıyordu aklımda sürekli. Bir de attığım ilk adıma cesur bir kalemle başlamış olmak, heyecanımı daha da yükseltiyordu. Kitap basıldıktan sonra yayınevi tarafından iş yerime gönderilmişti. Elime alıp, birlikte çalıştığım arkadaşıma bakarak, 'Bu benim mi şimdi?' diye sorarken kahkaha attığımı hatırlıyorum :)
4) Eylül Çıkmazı yayınlanan 3. Kitabın, biraz ondan konuşalım. Kurgusu nasıl oluştu? Yazarken neler hissettin?
Aslı : Ateş ve Buz, yetişkin romans ve romantik komedinin karışımı bir kitap; Kan Kırmızı ise daha çok ikili ilişkilerin tutkulu olarak anlatıldığı bir kurgudan oluşuyor. Biraz aksiyona ve tehlikeye ihtiyacım vardı. Tutkuyu bu tür içinde de çok güzel harmanlayacağımı biliyordum. Tutku ve Tehlike Serisi içindeki kitapların kurgusunu çalışırken tesadüfen dinlediğim şarkı, Kayahan'ın 'Sarı Saçlarından Sen Suçlusun' :))) Eylül o yüzden sarışın :))) Bir de müzikte tehlike kokan bir yan var, bilmiyorum hissettin mi hiç :)
Yazdığım her bölüm, içimdeki heyecanı daha da arttırdı. Bir an önce bitirmek ve serideki diğer kurgulara da dokunmak istiyordum. Daha en başta, kurgu tamamen belliydi. Sadece aradaki bazı noktalar, yazdıkça şekillenmeye ve daha net olmaya başladı. Bitirdiğim zaman ise... İçimde tutkulu bir heyecan vardı ;)
5) Karakterlerin oluşumları ne şekilde oldu? Yazarken kendinden bir şeyler kattığın ya da kendine yakın hissettiğin karakter var mı?
Aslı : Karakterler kafamda hızlı şekillenir. Dış görünüş, kişilik, neye nasıl tepki verir gibi. Sadece, çift olacak karakterleri doğru şekilde oturtmaya çalışmak biraz daha zaman alıyor.
Tarçınlı ve elmalı kurabiyeyi çok severim ben :) Hem Kan Kırmızı'da Melek Hanım'a, hem de Eylül Çıkmazı'nda Eylül'e yaptırdım :D Yarattığım tüm karakterleri kendime yakın hissediyorum. Herhangi birini seçemiyorum, çünkü erkek karakterler de kadın karakterler de belirgin olarak birbirlerinden ayrılıyorlar.
6) Yazarken nelerden ilham alırsın?
Aslı : Müzik. Ruhumu doyuruyor ve yeni fikirler beslememi sağlıyor.
7) Kurguların oluşum süreci ne şekilde gelişir? Zorlandığında ne gibi şeyler yaparsın?
Aslı : Kurguların oluşum süreci berrak oluyor bende. Genel kurguyu bulmakta zorlanmıyorum. Zamanla ara kurguları oluşturuyorum. Diyaloglar, sahneler, çiftler arasındaki bakışmalar, hissedilen tutku veya öfke... Bunların hepsi bir anda zihnimde canlanıyor ve bedenimde o titreşimi hissedebiliyorum.
Zorlandığım zamanlar yok denecek kadar az. Öyle anlarda sadece bırakıyorum. Çünkü zorlarsam, ortaya iyi bir şey çıkmayacağını biliyorum.
8) Yayımlanan 3 kitabından benim için yeri ayrı dediğin var mı? Varsa hangisi?
Aslı : Hangi çocuğunu daha çok seviyorsun oldu bu :) Hepsinin yeri ayrı ;)
9) Bu soru için erken olsa da merak ettiğim için sormadan geçemeyeceğim. :) Wattpad de birçok hikayen var. Kitap olma sırası hangisinde desem? :)
Aslı : Ben de söylemeden geçemeyeceğim :) Hepsinin kitap olması için sabırsızlanıyorum ;)
Ya Aşk Bestesi ya da Leyla Fırtınası. Henüz karar vermedim.
10) Biz Gevezeler olarak Menderes karakterini çok sevdik. Onun hikayesi olan Leyla Fırtınası’nı kitap olarak okuyacak mıyız?
Aslı : Haha :D Onu sevmeyen var mı? Adam tam bir gizem ;) Ve fena halde karizma :))) Elbette. Zaten sırada Leyla Fırtınası ve Aşk Bestesi var. Yan yana duruyorlar. Aşk Bestesi için bir bölüm + final kaldı. Leyla Fırtınası'nın da yarısı bitti. İkisi de beni hem kurguları hem de gördükleri ilgi nedeniyle farklı açılardan heyecanlandırıyorlar.
11) Jülide ve Harun’u da Poyraz ve Eylül kadar sevdik. Onları da ayrı bir hikaye olarak yazmayı düşünüyor musun?
Aslı : Ben de sevdim :D Hayır, düşünmüyorum :) Onların hikâyesi o kadardı. Tanıştılar, tutkulu-romantik-öfkeli zamanlar yaşadılar ve onlar için mutlu bir son vardı.
12) Fuarlarda ya da imza günlerinde yaşadığın unutamayacağım dediğin bir anın var mı? Varsa bizimle paylaşır mısın?
Aslı : Her fuarda farklı okurlar, farklı deneyimler yaşadım. Her biri gülüşüyle, samimiyetiyle, cana yakınlığıyla, kimi zaman hediyelerle beni mutlu etti, yanımda oldu. Hepsi benim için önemli ve değerli. Sadece fuar zamanlarında değil, diğer zamanlarda da sürprizler yapıp beni mutlu ettiler. O yüzden, tek birine odaklanıp kimseye haksızlık etmek istemem.
13) Kesinlikle yazamam dediğin bir tür var mı?
Aslı : Sanırım fantastik yazamam. Hiç deneyimlemedim veya düşünmedim.
14) Kendine örnek aldığın bir yazar var mı? Varsa hangisi?
Aslı : Kalemini sevdiğim yazarlar var. Ama örnek aldığım bir yazar yok. Her yazar kendi gibidir, kendi dünyasını yaratır.
15) Yazar kimliğinin dışında neler yapmayı seversin? Yazmak kadar okumayı da sever misin?
Aslı : Kendimle kalmayı, sadece bir okur olarak kitaplarımla baş başa olmayı, arkadaşlarımla yazar kimliğimin dışında kalan hayatı paylaşmayı. Okumayı çok severim elbette. Aksi mümkün mü? ;)
16) Okuduğun kitaplardan seni en çok etkileyen hangisidir?
Aslı : Hmm... Zor bir soru. Buket Uzuner'in Kumral Ada Mavi Tuna isimli kitabı kalbime dokunmuştu. Düşündükçe hâlâ uzaklara gider aklım. Tuna, Ada ve Aras için bugün bile üzülürüm.
17) Sürekli takip ettiğin, ne yazsa okurum dediğin bir yazar var mı?
Aslı : Judith McNaught ♥
18) Okurlarına neler söylemek istersin?
Aslı : Her biri benim için değerli ve önemli.
Hepsini çok seviyorum ♥
ENLER
En sevdiğin kitap?
İçinde Aşk Saklı - Judith McNaught (Tabii böyle çok var birbirine yakın, ama neyse :D)
En sevdiğin yazar?
Neden zor sorular sordun? :P Elizabeth Hoyt'tan yana kullanıyorum hakkımı. O kadının kaleminde vahşi bir tutku var. Seviyorum ;)
En sevdiğin film?
Espirili bir yanıt vereyim. Şeytan Marka Giyer :D
En sevdiğin şarkı – şarkıcı?
Akşamlar (Kerim Tekin). Sırf istedin diye en sevdiklerimden biri ;) 'En' diye tanımlayacağım bir şarkıcı yok.
En sevdiğin yemek?
Annemin mantısı :)
En sevdiğin renk?
Ah! Bu soru :) Tabii ki 'kırmızı' ;)
En sevdiğin hayvan?
At.