2022 yılının son ayının ilk gününden hepinize merhabalar blog dostlarım. Zaman ne çabuk da geçiyor değil mi? Su misali aktı geçti deriz ya bu sene benim için biraz öyle oldu sanki. Son zamanlarda bazı sorunlar yaşayıp ve rahatsızlıklar geçirince iyice zaman kavramımı yitirdim. Çok sevdiğim kitaplarımı da eski hevesimle okuyamıyor olmak beni biraz üzüyor. Bugün Kasım ayında vakit ayırıp okuyabildiğim Gün Işığının Tadı kitabından bahsetmek istedim.
~~~~
Bazen en yakınındakiler tarafından anlaşılmadığını hissettin mi? Ya da yeni tanıştığın birinin kelimelere ihtiyaç duymadan, koşulsuz seni anlayabileceğini? Gün Işığının Tadı, kendileri olmayı öğrenen, birbirinden çok farklı iki kadının hikâyesi.
~~~~
Gün Işığının Tadı Kitabının Konusu;
Sally ailesi dahil herkesten uzakta, tek başına yaşamak istiyor. Sorular, kurallar, taleplere ve insanlara kızan ve neredeyse her şeyden nefret eden genç bir kız. Ailesi Sally'nin bu durumunun bir hastalık olduğunu düşünerek tedavi olması için onu kliniğe yatırıyor fakat Sally ailesinden ve klinikten uzağa kaçar. Bu kaçış sırasında yolu Liss kesişir. Sally, ilk görüşte Liss'in diğer yetişkinlerden farklı olduğunu anlıyor ve bu sebeple onun çiftlikte kalma teklifini kabul ediyor.
Liss ise kocaman çiftliğe sahip, yalnız bir kadın. İnsanlara ihtiyaç duymadan hayatına devam ediyor. Aklınıza gelebilecek her türlü işi tek başına yapabilecek kadar güçlü ve becerikli bir kadın. Liss az konuşan ve soru sorma girişiminde bile bulunmayan sakin ve bir o kadar da gizemli biri. Sally'de kendi gençliğini gören kadın, onu çiftliğine bağlamak istemese de içten içe genç kıza bağlanır. Sally ve Liss birlikte yaşamaya başladıktan sonra neler oldu derseniz yanıtı kitapta. :)
~~~~
"Sevdiğim her şeyi, her daim kaybettim ben. Hayır, öyle değil; sevdiğim her şeyi, her daim mahvettim ben."
~~~~
Yan Pasaj Yayınevi'nden ve kitaplarını ne kadar sevdiğimden sık sık bahsettiğim için çoğunuz biliyorsunuz artık. :)
Çıkan her kitaplarını takip etmeye ve okumaya çalışıyorum. Son kitaplarından Gün Işığının Tadı, Almanca'dan dilimize çevrilmiş bir eser. Yayınevinin sıkı takipçisi olarak farklı bir dilden çeviri yapmaları ilgimi çekti ve kitabıma kavuşur kavuşmaz okumaya karar verdim. Sally ve Liss'in hikayesi günlük tarzında Eylül ve Ekim aylarını kapsayan bir anlatım ile bize aktarılıyor. Ben Liss'in gizemli hallerinden dolayı onun hikayesini daha çok merak ederek okudum. Yazarın anlatım tarzını, özellikle betimlemelerini çok sevdim. O kadar başarılı bir şekilde betimleme yapmıştı ki ikiliyle birlikte tarlada patates topluyor ve Sally armutların tadına bakarken sanki yanındaymış gibi hissettim. Keşke ben de orada olup tadına bakabilsem dedim. :))
Betimlemeleri başarılı olsa da kurgusal olarak biraz durağan bir kitaptı. Son bölümlerine kadar Sally ve Liss'in günlük yaptığı işler dışında pek olay yaşanmadı. Bu duruma kişisel yoğunluklarımda eklenince okuma sürecim biraz uzadı. Kitabın sonunda Liss'e dair merak ettiğim şeyleri öğrenmiş olsam da hayal ettiğim sonu okumadım açıkçası. Yayınevinin diğer kitaplarıyla kıyasladığımda bir tık geride kalsa da Sally ve Liss'in hikayesini okuduğum için pişman değilim. Onlarla tanışmak ve hikayelerinin birkaç gününe ortak olmak güzeldi. :)
Dipnot olarak yayınevinin kitap ayracına fesleğen tohumu eklemesi çok hoş bir detay. Bundan bahsetmeden geçmek istemedim. :)
~~~~
KİTABIN KÜNYESİ
Orijinal Adı: Alte Sorten
Yazar: Ewald Arenz
Çevirmen: Gonca Gül Kurtulmuş
Yayınevi: Yan Pasaj
Sayfa Sayısı: 237
Baskı tarihi: Ağustos 2022