"Çünkü ben Anaida'ydım: Annesinin günahlarını taşıyan, babasının sessizliğinde kaybolan bir kızdım. Ellerim kanlı, gözlerim yaşlı olsa da her zaman özgürlüğümü arzulayacaktım."
Merhabalar!
Bugün fantastik bir kitap olan Ruhuma Dokunan Hayalet kitabından bahsedeceğim size. :)
Anaida, daha doğmadan ailesinin günahları sebebiyle lanetlenmiş ve doğduğu andan itibaren zihnindeki seslerle baş etmek zorunda kalmış genç bir kız. Yaşadıkları yüzünden psikolojik tedavi görmek zorunda kalmış fakat yaşı ilerledikçe kurtulmak yerine daha da artan bu sesler hayatını zehir etmeye kararlıdır. Bir gün, lanetinin onun için yazdığı kaderi yaşamaya mahkûm olduğunu anladığında varlığı çoktan başka evrene sürüklenmişti. Orası Efendi’nin Diyar’ıydı. Orada ruhlarla cesetlerin sonsuza dek sürecek savaşı vardı. İki taraftan biri kazanacaktı. Cesetlerin hükmü demek ruhların evrenden yok olması, ruhların hükmü ise cesetlerin olmadığı, sadece barışın var olduğu evren demekti. Anaida ise büyükannesinin ihanetinin bedelini ve kendi lanetini kırmak zorundaydı. Acılarla büyüyen, onu en yakın arkadaşı olarak gören lanetlinin tek çaresi ise ona sığınmaktı; bir ruha, Hayalet Adam`a. Onlar arasındaki çekim asırlar önce belirlenmişti. İki ruh, iki farklı beden fakat ortak olan tek şey, onların lanetiydi. Birbirileri idi. Bu lanet ise kesinlikle bir mühürle yok edilmeliydi. Aksi takdirde felaketin başlangıcı onlar olacaktı.(Tanıtım bülteninden alıntı)
~~~~
"Hissetmiyorum." dedim. O ise bu kez yarama baktı.
"Hissetmiyorsun; çünkü yaranı sardım.”
Öyleydi. O şimdi bana yardım etmeseydi çoktan kan kaybından ölecektim. Fakat neden böyle oldu? Neden bir anda karnımda kocaman yara oluştu?
"Peki, her zaman saracak mısın?"
Dudaklarını birbirine bastırdı. Kurumuş dudakları sanki bir damla suya muhtaç gibiydi.
"Sarmamı ister misin?"
Başımı iki yana salladım. Hiç kimsenin yaramı sarmasını istemiyordum. Başımı kaldırarak ona baktım.
"Ben yaralanmamayı tercih ederim."
Gözlerini devirip, "Yaralanmamayı tercih etmediğin belli." dedi. Omuz silktim.
"Haklısın, senin yanında her zaman yaralanacağım."
Beni süzerek koltukta kanla kaplı olan kaba baktı. Onun da gözlerinde farklı bir ifade belirdi. Bu bizim bildiğimiz duygulardan değildi. Daha çok olacakları düşünüyor ve dediklerimi tartıyordu. Bana bakmadan, "Ama saracağım da..."
~~~~
Ruhuma Dokunan Hayalet, çıktığı andan itibaren dikkatimi çeken bir kitaptı. Instagramda tur hesabımız olan Tozlu Sayfalar ekibim ile birlikte okuma fırsatı buldum. Epeydir fantastik türde kitap okumadığımdan benim için farklı ve heyecanlı bir okuma serüveni oldu. Başlangıçta biraz ağır ilerliyor gibi hissettim çünkü ruhlar, hayaletler, cesetler vs. derken bambaşka bir evrenle tanışıyordum ve iş yoğunluğumdan ötürü kitaba yeterince odaklanma fırsatı bulamıyordum. Fakat tamamen odaklanmayı başarınca Anaida'nın heyecanlı yolculuğuna ortak oldum.Anaida'nın laneti yüzünden yaşadığı psikolojik sorunlar, Diyar'a gittiğinde karşılaştığı varlıklar ve durumlar karşısındaki hisleri başarılı bir şekilde yansıtılmıştı. Diyar'da bulunan ruhlar, cesetler vb. yaratıkların olduğu kısımlar benim için biraz gerilim unsuru olsa da merakım ağır bastı. Adeta bir film izliyormuş gibi okuyup bitirdim. Bu durum yazarımızın kurgu ve anlatım konusundaki başarısını açıklamam için yeterli olur sanırım. :)
Ruhuma Dokunan Hayalet, serinin ilk kitabı olduğundan kitabın sonunda bazı olaylar ve soruların cevabını öğrenememiş olmak beni daha fazla meraka sürükledi. Umarım devam kitabı için çok fazla beklemeyiz. ♥
~~~~
Kitabın KünyesiAdı: Ruhuma Dokunan Hayalet
Yazar: Ulduz Makh
Yayınevi: Otantik
Baskı tarihi: Mart 2021
Sayfa sayısı: 512
Yazar: Ulduz Makh
Yayınevi: Otantik
Baskı tarihi: Mart 2021
Sayfa sayısı: 512