Seda Meydan | Yazar Röportajı

, , 14 comments
Herkese merhaba! :)
2019 yılının ilk yazar röportajı ile karşınızdayım. Ken'an Diyarı ve Lucca kitaplarının yazarı Seda Meydan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Vakit ayırıp sorularımı yanıtladığı için kendisine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. :)
Lafı daha fazla uzatmadan röportaja geçiyorum, umarım keyif alarak okursunuz. :)



1) Röportajların klasik sorusu ile başlamak istiyorum, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Seda Meydan kimdir, yazarlık dışında günlük hayatında neler yapar?
Evliyim ve bir oğlum var. Günlük hayatım çoğumuz gibi işte geçiyor. Yazarlıkla uzaktan yakından bir alakası olmayan bir işim var; bankacıyım. Günlük rutinim oğlum üzerinden ilerliyor. İş ve ev arasında mekik dokuyorum.

2) Bir şeyler yazmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu konuda sizi tetikleyen bir şeyler oldu mu?
Yazmaya ilkokulda başladım. Kısa hikayeler ve şiirler yazıyordum. Bir süre bir şey yazmadım. Çünkü okul, sınavlar arasında kendimi bir şey yazacak denli üretken hissetmiyordum sanırım. Tekrar yazmaya başlamam Wattpad sayesinde oldu diyebilirim. Wattpad'i çok geç keşfedenlerdenim. Çok popüler olduğu dönemden sonra fark ettim. Başlarda yazdıklarımı insanların okuyacak olması beni tedirgin etti ama sonra çok olumlu geri dönüşler aldım ve bu da beni daha fazlasını yazmam için heveslendirdi. Sonuç 2 basılı kitap oldu. Bu harika!

3) Gerçekten harika, umarım bu sayı daha da artar. :)
Basılan kitaplarınız dışında Wattpad’de de hikayeleriniz bulunuyor. Yazdıklarınızı paylaşma kararını nasıl aldınız? Ve ilk hikayenizi paylaştığınızda ne gibi dönüşler aldınız?
Wattpad'de hala düzenli olarak yazıyorum çünkü okurlarla iletişim halinde olmayı seviyorum. İlk hikayem, ilk kitabım da olan Ken’an Diyarı. İlk bölümlerde çok acemiydim aslında, ama yine de beni destekleyen çok fazla kişi oldu. Bir şeyleri doğru yaptığımı hissettim ve devam ettim. İyi ki de etmişim.

4) İyi ki! Yoksa sizinle ve yazdıklarınızla tanışamazdık. 
En çok merak ettiğim şeylerden biri, yazdıklarınızı kitaplaştırma sürecinde neler yaşadınız, bu süreçte ve kitabınızı elinize aldığınızda nasıl hissettiniz?
Hikayeleri kitaplaştırma süreci beni her seferinde geriyor. Çünkü elinizden gelenin en iyisini yapmanız şart. Bir daha geri dönüşü yok. Kelimelerle kağıtla buluştuktan sonra geri alamıyorsunuz. Bu yüzden strese giriyorum ama sonrası büyük bir mutluluk. 
  İşim ve bir de oğlum olduğu için aslında yoğunum. Bunun arasına bir de kitap düzenlemek girince ve süre kısıtlı olunca zor oluyor ama her şeye değer. Ürettiğiniz bir şeyin elinizin altında olması ve hiç tanımadığınız insanların ona değer verip, alması ve sonrasındaki düşünceleri kişisel olarak beni besliyor.

5) Merak ettiğim bir diğer şey, yazarken nelerden ilham alırsınız? Her an her yerde bir şeyler yazabilirim diyenlerden misiniz yoksa kendime bir ortam hazırlayıp sadece yazmaya odaklanmanız mı gerekir?
Aslında her an, her yerde yazan tiplerdenim. Kahve almak için sırada beklerken, yatağımda uyumak için uzanırken ya da yemek yaparken aklıma bir şey geldiğinde hemen kalem kağıda ya da telefonum sarılırım. Ama en çok müzik dinlerken yazmayı seviyorum. Çoğu bölümün bir şarkısı vardır o an fonda çalan mesela.


6) Ken’an Diyarı kitabınızda Türk karakterleri seçerken Lucca da yabancı karakterlerin hikayesini anlatmayı tercih etmişsiniz. Neden böyle bir değişikliğe gittiniz ve bu durum yazım aşamasında sizi zorladı mı merak ediyorum 😊
Ben çeviri kitap okumayı çok seviyorum. Türk yazarlar da okuyorum elbette ama keyif alarak okuduğum tür romantik ve çeviri. Ben de acaba bunu yapabilir miyim diye düşündüm ve denemeye karar verdim. Bir de Lucca’daki gibi sert mizaçlı bir adam için İtalyan birinin çok uygun olacağını düşündüm. Bu biraz da karaktere göre şekillenmiş oldu.

7) Genellikle romantik tarzda yazdığınızı fark ettim, farklı bir türde yazmayı düşünür müsünüz? Bir de asla yazamam dediğiniz bir tür var mı?
Her türü okuyorum ama en çok romantik ve polisiye. Dram okuduğumda psikolojim mahvoluyor. Biraz kitapla yaşayan biriyim sanırım. O ağır duygu beni kötü etkiliyor ama fantastik bir roman yazmak isterdim. Herhalde yazarken zorlanacağım tür historical olurdu. Epey araştırma gerektiriyor ayrıca ben günümüzde kalmayı yeğliyorum :)

8) Röportajımızın sonuna yaklaşırken biraz da okur kimliğinize yönelik sorular sormak istiyorum. Okumayı en çok tercih ettiğiniz tür hangisi?
Romantik kitaplar favorim. Hatta kimi zaman yetişkine de kaydığı oluyor.

9) Okuduğunuz kitaplardan birinin içine girme şansınız olsa hangi kitabı seçerdiniz?
Onlarla yaşıyorum ama içine girme şansı. Bu çok zor; çünkü bir anda mutlu olup bir anda tam tersi duygularla sarılmak benim için oldukça zorlayıcı olurdu. Yan karakter olmayı yeğlerdim sanırım. Lucca’da Eva olmak isterdim. O da zorluklarla baş edip duruyordu ama değişimi beni etkiliyor.

10) Ne yazsa okurum dediğiniz ya da kendinize idol olarak seçtiğiniz bir yazar var mı?
Türk yazar adı vereceğim sizi şaşırtıp;
Fatih Murat Arsal.
Ve de Slyvia Day. Daha çok var ama bunlar başlıcaları.


ENLER

En Sevdiğin Kitap?
İlkokulda okumuştum. Ülkü Öğretmen
En Sevdiğin Yazar?
Tess Gerritsen
En Sevdiğin Film?
Baba
En Sevdiğin Dizi?
Değişiyor, bu ara Piky Blinders
En Sevdiğin Yemek?
Pizza
En Sevdiğin Renk?
Gri
En Sevdiğin Hayvan?
Uğur Böceği


14 yorum: