"Güven tuhaf bir unsurdur, tam anlamıyla anlaşılması çok zor olan, insan ilişkilerinin en zor yapı taşlarından biridir. Dürüstlük, güvenirlik ve açıklık gerektirir; bu kadarını biliyoruz. Ama temelde ya oradadır ya da yoktur."

~~~~
Mutlu pazarlar blog arkadaşlarım.
Bugün size okumuş olduğum polisiye türündeki Katrine Engberg'in Kopenhag serisinin 3.kitabı Rıhtım kitabından bahsetmek istedim.

Rıhtım Kitap Konusu
Şehrin varlıklı ve saygın ailelerinden birinin çocuğu olan Oscar Dreyer-Hoff  kaybolmuştur. Ailesi başta önemsemeyip Oscar'ın geri döneceğini düşünse de öyle olmaz. Telaşlanmaya başlayan Dreyer-Hoff ailesi durumu polise bildirir. Dedektiflerimiz Jeppe Kørner ve Anette Werner Oscar olayı araştırmaya başlar.
Oscar kaçtı mı, kaçırıldı mı? 
Aileye kötü notlar gönderen kim?
Oscar'ın en yakın arkadaşı neyi gizliyor?
Ve olayın kilit noktası sayılan limanda neler yaşanıyor?
Dedektiflerimiz bu sorulardan çok daha fazlasıyla ve az kanıtla olayı çözebilecek mi dersiniz?
~~~~
Ölünce ne kadar az yer kaplıyoruz, diye düşündü. Bütün bir hikayesini üzerinde birkaç söz ve sayılar yazan bir taşa sığdırıyoruz.
~~~~
Rıhtım, Kopenhag serisinin 3. kitabı. 
Kitap Oscar'ın kaybolması ile başlıyor. Aile oğulları 15 yaşında olduğu için ergenlikten dolayı bir kaçış olduğunu düşünüp önemsemese de saatler ve günler geçtikçe durumun ciddiyetini fark edip dedektiflere haber verirler. Dedektifler Anette ve Jeppe bu olayda görevlendirilir. Oscar'ın ailesini, arkadaş çevresini ve son günlerde neler yaptığını araştırarak başlarlar. Başlangıçta ellerinde pek ipucu olmasa da soruşturma ilerledikçe öğrendikleri detaylar, aileye gelen tehdit notları, Oscar'ın arkadaşının sırları, çelişkili ifadeler durumu daha da karmaşık bir hale getirir.
Oscar'ın ortadan kaybolmasına ek olarak, limanda yaşanan gizemli olaylar yeni ipuçlarını beraberinde getirir. 
Kopenhag limanının karanlık yüzünün ve Dreyer-Hoff zenginliği ile  saygın ve kusursuz bir aile gibi görünse de sırlarının ortaya çıktığı bir kitap Rıhtım.
Serinin 3. kitabı olsa da benim seriye başlama kitabım oldu. Birbirinden bağımsız olduklarını öğrenince biraz ortadan dalmış olabilirim. :))
İlk bölümler olayı anlama ve karakterleri tanıma kısımları olduğundan biraz yavaş ilerlese de ipuçları ortaya çıktıkça merak ve gerilim duygusuyla okumam hızlandı. Anlatım olarak sade olsa da mekan ve karakterlerin detaylı yansıtıldığını söyleyebilirim. Gerçekler ortaya çıktığında ise "yok artık" moduna girdiğimi söyleyebilirim. :)
Polisiye türünü seviyorsanız Kopenhag serisine şans verebilirsiniz. Ben de serinin Tapınak kitabıyla devam etmeyi planlıyorum. :)

Kopenhag Serisi Sıralama
1) Kiracı
2) Kelebek Evi
3) Rıhtım
4) Tapınak
~~~~
“Aşk ters gittiğinde, hiçbir şey yolunda gitmez.”
~~~~
Bir şey hakkında tutkulu olduğunuzda, vicdansız olursunuz. Sevdiğiniz zaman incinirsiniz. En iyi ailelerde bile açgözlülük ve aldatma vardır ve en derin aşklarda bile çengeller ve keder bulursunuz.
~~~~


KİTABIN KÜNYESİ
Özgün Adı: The Harbor
Yazar: Katrine Engberg
Çevirmen: Çiğdem Köfüncü
Yayınevi: The Kitap Yayınları
Sayfa Sayısı: 360
Baskı tarihi: Eylül 2023

 


Nasıldı iki kişi olmak? Sen birini çok seviyorken onun da seni o kadar sevmesi neye benziyordu? 
~~~~


Çiçeklenmeler Kitabının Konusu
Tüm dünyası eşiyle birlikte yaşadığı küçük kasabadan ve evinden ibaret olan Türkan'ın eşi Orhan'ı kaybettikten sonra dış dünyayla buluşması ve kendini bulma hikayesi.
~~~~
Merhabalar, mutlu akşamlar blog arkadaşlarım.
Severek okuduğum, bu yılki favorilerim arasına girecek bir kitap ile geldim.
Türkan'ın kendini bulma yolculuğu çok etkileyiciydi. Küçüklüğünden itibaren verdiği kayıplarla zorlu bir hayat, kimseye yük olmadan yaşamak isterken kendinden uzaklaştığını fark etmiyor bile. Ta ki eşini kaybedip hayatla yüzleşene kadar.
Eşinden kalan eşyaları ayırıp ne yapacağını düşünürken, adamın tüm vaktini ayırıp tamir etmekle uğraştığı karavanı satıp satmamakta kararsız kalır. Sonunda diğer her şeyi geride bırakıp karavanla bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu yolculuk gerçek anlamda hayatının yolculuğu olur. Geçmişin gölgelerini geride bıraktığı, hayatına yeni insanlar katarak ve en çok da Türkan'ı keşfettiği bir yolculuk.
Spoiler vermemek için kendimi tutuyordum ama dayanamadım. Buradan sonrası birazcık spoiler içerecek.
İlk aşkı olduğu için onu sevmeyen adamla evlenmesi, başka bir kadının gölgesinde geçen bir ömür. Eşi onu kıracak kaba davranışlar yapmamış olsa da, ondan gelecek sevgi ve ilgi beklentisi Türkan için nasıl zor bir durum. Türkan'ın sevmediği şeylere sırf adam seviyor diye seviyormuş gibi yapması.. 
Türkan'ın yolu Ulaş ile kesişince hayatı çiçeklenmeye başlıyor ve sonrası bahar bahçe.. :)
Melisa Kesmez, öykü türünde sevdiğim bir yazar. Öykü türünde çok fazla okuma yapmasam da yazarın anlatım tarzı bana daha fazla okuma isteği veriyor. Kısacık sayfalarda öyle derinlikli şeyler anlatıyor ki insan etkisinden çıkamıyor. :)
Siz de kendini bulma hikayelerini okumayı seviyorsanız Çiçeklenmeler'i okuyun derim. ♥

Bana bir şey olmuştu o gün. Beni çocukluğun tatlı, uysal, tülsü dünyasından palas pandıras çekip çıkaran bir şey. Sadece çok güzel şeylerin insanın içinde uyandıracağı bir kederle ilk o gün tanışmıştım. 

~~~~
"Bence romantik ilişkilere çok gereksiz anlam yüklüyoruz. Hayatta bir erkekle bir kadının sadece iki kişiden ibaret romantik ilişkisinden daha kıymetli, daha kayda değеr, daha süreğen şeyler var. Mutlu son takıntımız bana sorarsanız bize öğretilmiş bir şey. Hayatta karşılığı o kadar da yok."
~~~~
"Çok güzelsin, Türkan. Seni memnun etmek için söylemiyorum bunu. Bu benim kişisel görüşüm değil. Bana çok güzel görünüyorsun, demiyorum sana. Bir başkasının fikrine ihtiyaç duymaksızın zaten güzel olduğun gerçeğinden bahsediyorum. Ne kadar güzel olduğunu sen de bil diye söylüyorum."


KİTABIN KÜNYESİ 
Yazar: Melisa Kesmez
Yayınevi: İletişim Yayınları
Sayfa Sayısı:  116
Baskı tarihi: Ocak 2025

 


Tür: Fantastik Romantik, Komedi
Yayıncı: TVN
Bölüm Sayısı: 16 Bölüm
Süresi: 1 Saat
Dili - Ülkesi: Korece - Güney Kore
Oyuncular: Byeon Woo Seok, Kim Hye Yoon, Song Geon Hee, Kwon Yuri, Lee Seung Hyub, Jung Young Joo

Pazar görünümlü bir perşembe gününden merhaba blogger arkadaşlarım. 
Bir süredir buralarda yoktum, bugün 1 Mayıs tatili sebebiyle evdeyken ve sizleri çok özlediğimi fark edince fırsat bu fırsat diyerek izlediğim bir dizi ile geri dönüş yapayım istedim. :) 
Umarım görüşemediğimiz sürede sizin için her şey yolunda gitmiştir. 

Lovely Runner Konusu
Ünlü şarkıcı Ryu Sun Jae, bir gün hayatına son verince genç adamın en büyük hayranlarından İm Sol bu durum karşısında üzüntüden kahrolur. Onu kurtarabilme isteğiyle gizemli bir şekilde zamanda yolculuk yapar ve lise yıllarına döner.
Sun Jae ile aynı okulda olan genç kız, onu mutlu edip yaşaması için elinden gelen bütün çabayı gösterir. Bu durumun yanı sıra kendi hayatına dair gizemli olayları fark eder. 
Sun Jae'nin yaşamasını sağlayarak hayatını mutlu bir şekilde devam ettirebilecek mi, izleyip görüyoruz. :)

Karakterler - Oyuncular


Kim Hye Yoon, İm Sol karakterini canlandırıyor.
İm Sol, geçirdiği bir kaza sonucu yürüme yetisini kaybediyor. Bu duruma çok üzülüp hayatına son vermeyi düşündüğü bir anda tesadüf eseri Sun Jae ile yaptığı konuşma hayata tutunmasını sağlar ve genç adamın büyük bir fanı olur. 


Byeon Woo Seok, Ryu Sun Jae karakterini canlandırıyor.
Ünlü bir grubun solisti olan Sun Jae, yaşadığı bunalım sonucu hayatına son veriyor. 
İm Sol'ün geçmişe gidişinden sonra Sun Jae'nin bu kararı vermesinin altında yatan sebebini öğreniyoruz.
Ayrıca Sun Jae'nin nasıl güzel seven bir adam olduğunu görüyoruz. :) 



Bir zamanlar peş peşe diziler izleyip paylaşırken, ayda yılda bir dizi bitirip paylaştığım zamanlara geçiş yaptığımın farkındalığını yaşamak biraz üzücü olsa da umarım bu yazıdan sonra eski günlerdeki halime dönüş yapabilirim. :)
Aylar sonra kardeşimin tavsiyesiyle izlediğim ve sevdiğim Lovely Runner'dan konuşalım. Başlamadan önce uyarayım, SPOİLER içeren bilgiler olabilir.
Im Sol, lise yıllarında geçirdiği bir kaza sonucu yürüme yetisini kaybedince, yaşama hevesini kaybeder ve ailesine yük olduğu düşüncesiyle hayatına son verme düşünceleri aklından geçerken bir radyo programından arama gelir. Ünlü grubun solisti Sun Jae ile yaptığı kısa konuşma sonrasında hayata tutunur ve bu günden sonra genç adamın büyük bir hayranı olarak hayatına devam eder.
Sun Jae'nin ölüm haberini aldığında ise onu hayata bağlayan genç adamın vefatını kabullenemez ve onu hayata döndürme isteğiyle gizemli bir şekilde geçmişe yolculuk yapar.
Yukarıda da bahsettiğim gibi Im Sol ve Sun Jae'nin aynı lisede ve hatta kapı komşusu olduklarını öğreniyoruz. Genç kız bu farkındalıkla Sun Jae'ye tabiri caizse yapışır. Tüm zorluklardan ve mutsuzluklardan onu korumak için elinden geleni yaparken, tatlı bir gelişme de ortaya çıkar. 💜
Im Sol'ün kazasından önceki zamanlar olduğu için bir yandan da bu kazayı da önleyebilir miyim düşüncesiyle hem kendini hem de Sun Jae'yi korumaya çalışır. Kaderlerini değiştirip yaşamlarına devam ettiler mi derseniz onu söyleyip dizinin büyüsünü bozmayayım. :)
Birazda oyunculardan konuşalım;
Kim Hye Yoon, Im Sol karakteriyle bana Extraordinary You dizisindeki Eun Dan Oh karakterini hatırlattı. Oradaki gibi bıcır bıcır halleri ve "Sun Jaee! Sun Jaee!" nidalarıyla dolaşması. İki diziyi de izleyenler beni anladı bence. :)
Sun Jae için yaptığı fedakarlıklar çok anlamlıydı fakat birbirlerini korumak için yine birbirlerinden uzak durmaya çalışmaları klişesi... :)
Byeon Woo Seok'un karakteri Ryu Sun Jae ise lisede başarılı bir yüzücü. Milli takıma girecek kadar başarılı bir şekilde ilerlerken yaşadığı sakatlık sebebiyle spor kariyerine son vermek zorunda kalıyor. İçinde bir ukte kalsa da yakın arkadaşları ile kurduğu grup sayesinde farklı bir şekilde ülke çapında ünlü bir insan olmayı başarıyor. Woo Seok'u ilk kez bu diziyle tanıdım ve oyunculuğunu sevdim. :)
Karakteri de çok tatlıydı. Sevdiği kız için yaptıklarını izledikten sonra sevmemek mümkün mü zaten. İnsan kurgu olduklarını unutup gerçek hayatta da böylelerini arıyor valla. :)
Diğer karakterlere tek tek değinmeyeceğim fakat Im Sol'ün aile üyeleri ve Sun Jae'nin babasının olduğu kısımlar diziye eğlence katmıştı.
Song Geon Hee'nin canlandırdığı Kim Tae Song karakteri de çok sempatikti. Bad boy tarzında gibi görünse de Sun Jae gibi düşünceli ve tatlı bir karakterdi. İkilinin kapışma sahnelerini izlemekte ayrıca keyifliydi. :)

Genel anlamda izlerken keyif aldığım, fantastik ve polisiye detaylar eklenmiş hoş bir romantik komedi dizisiydi. Bazı son bölümlerde biraz tekrara düşüldüğünü hissettirip izlerken bir tık sıkıcı geldiği yerler olduğunu da söylemeden geçmeyeyim. Beklentiyi fazla yükseltmeyelim değil mi :)

Siz en son hangi diziyi izlediniz?
İzlemem için tavsiye edeceğiniz bir şeyler varsa yoruma beklerim. :)