Merhabalar. Bugün sizlere bir sürprizle geldim! :)
Geveze Kalemler'in 9.Blog tur için konuk ettiğimiz Hayatın Ruhu kitabının yazarı Sümeyye Akarçay ile kendisi ve kitapları hakkında samimi bir o kadar da eğlenceli bir röportaj gerçekleştirdik. Umarım sizde okurken keyif alırsınız. Lafı fazla uzatmadan röportajımıza geçiyorum. :)
1) İlk olarak röportajların klasik
sorusundan başlayayım, Sümeyye Akarçay kimdir? Bize kendinden bahseder misin ? :)
- En
dikkat çeken özelliğim sanırım mor renk sevdamdır. Küçüklüğümden itibaren
içimde sakladığım yazma aşkını kurgusal romanlarda bularak hayal gücümü
aktarmamdan dolayı yazmaya başladım. Küçüklüğümden itibaren diyorum, fakat
hikayeleri yazmam 2011 yılında facebookta yayınlamakla başladı. Yazma aşkı ise
farkına geç vardığım bir özelliğimdi. Beşinci sınıftayken hatıra defterinin bir
sayfasını kullanacağıma 7 sayfasına duygularımı aktardığımı bilirim :) Arkadaşım hala benimle dalga geçer. Epik, enstrümantel
müzikleri çok severim. Dizi ve film kolik biriyim de son sözüme ekleyeyim :))
2) Kitaplar
hakkında konuşmaya geçmeden önce kendi merak ettiğim bir şeyi sormak istiyorum.
En dikkat çekici özelliğinin mor renk sevdan olduğunu söyledin, blog ismimden
anlayacağın üzere ben de mor renk hastasıyımdır. Bu özellik nasıl oluştu merak
ettim açıkçası :)
-Aslında nasıl oluştuğunu
bilmiyorum. Bir anda gelip evet işte mor, mor rengi seviyorum! demedim. Sanırım
hayatımın en zor dönemlerinden geçiyordum. Bana ait olan, sevmek istediğim bir
dönemde, her baktığımda içime mutluluk yayan şeyin mor renk olduğunu fark
ettim. Bir anda değil, zaman alarak sevdiğim bir şey oldu sanırım :)) Şimdi
vazgeçilmezim. Hayatım tamamen mor değil, ama çoğunluğu mor renklerden
oluşuyor. Kendime ait evim olduğunda yapacağım ilk şeylerden biri mor panjurlu
bir ev :)
3)Yazar kimliğine dönecek olursak yazmaya başladıktan
sonra hayatında ne gibi değişimler oldu?
-Kendimde veya tanıdık
çevremde değişen bir durum olmadı. Tanımadıklarıma karşı hala alışamadığım bir
ilgi var. Sıfırdan oluşturulan ve elle tutulur somut bir şeyi ortaya
çıkardığınız zaman insanların gözündeki değeriniz kat kat yükseliyor. Bu ilgi
ve gözlerdeki parıltıyı gördüğünüz zaman işte bu diyorsunuz, işte bu!
Yazıyorsun ve beğeniliyorsun. O zaman kalpten yayılan sıcak bir sevgi akışıyla
doluyorsunuz. :)
4) Yazarken
nelerden ilham alırsın?
-İlham
aldığım belli bir şey yok. Ben onun canlı olduğunu düşünüyorum. Bir dost gibi.
Gerçekten var ve senin moraline göre hareket ediyor. Eğer mutsuz moddaysan ruh
halin seni rahat bırakıyor. Canın sıkılıyorsa aklına bir kurgu getiriyor,
bununla uğraştırıyor. Fakat bazı zamanlar arasan bile bulamıyorsun, bu sefer de
benim işim var diyebiliyor :) Ve su! Akan suya karşı büyük bir çekimim var. Takıldığım her
kurguda bulaşık yıkarım :D Musluktan su akarken en derinlerimde bulurum aradığımı.
5) Yazdıklarını birileriyle paylaşmaya nasıl karar
verdin? İlk olarak facebookta yayınlamaya başladığını söylemiştin, bunların
ilerde kitap haline geleceğini düşünmüş müydün?
-Hayır,
asla kitap yazacağımı ve bugünlere geleceğimi düşünmedim. Bir yayınevi hikaye
yarışması düzenliyordu. Kısa bir hikaye yazılacak ve seçilen hikayelerle mini
hikaye kitabı çıkacaktı. Bende yazdım ve birine okuması çekinerek için
yolladım. Hayal gücümün iyi olduğunu fakat yazım konusunda berbat olduğumu
söyledi. Ben de yetenek olmadığını düşünerek bıraktım. Aylar sonra bir gece
yarısı içime sıkıntı veren ilham akışı sağlandı. Resmen beni yaz, diyordu.
Elime kitap alıp okumaya başladım, belki hevesim geçer diye ama daha kötü oldu :D Hikayeye başladım, aklıma gelen kelimelerle,
kalpten geçen bir kurguyla Aşkbazı adındaki hikayeme başladım. Yayınlama
konusunda çekincem olmadı, sadece okurum olacak mı beğenecekler mi acaba?
sorusu tabii ki aklımdan geçti. İlk bölümden sonra yavaşça alıştım.
Mor Düşler : İyi ki
bırakmamışsın, çıkan kitapların onlara güzel bir cevap olmuştur diye düşünüyorum.
-Onlar şu an hayatımda
değiller, fakat ikinci yorum aldığım kişinin içime oturan başka sözünden sonra
bugünlere geldiğim için Allah'a şükrediyorum. Eminim kitaplarımı görünce
sözlerine çok pişman oluyordur. :)
6) Kitaplarına değinmişken ilk olarak 2012 yılında
Rehine kitabın okuyucularla buluştu. Kitabın basılmasına nasıl karar verdin? Bu
süreçte ve kitabı ilk eline aldığında neler hissettin?
-2012
yılında ne yazık ki yayınevlerine ulaşım imkanı şimdilerde olduğu kadar kolay
değildi. Belli ücret karşılığı basan yayınevleri vardı. İlk yazdığım Türk
hikayem okuyucular tarafında sevilince bunun kitaplaştırılması gerektiği
üzerine çok baskı yaptılar. Düşününce aklıma yattı. Yazar olmam ama Rehine
hikayem ömrümün sonuna kadar saklayacağım bir kitabım olur, diye düşündüm. Bu
şekilde çıktım yola. Ailemle durumu konuştum, sağ olsunlar desteklediler ve bir
yayıneviyle anlaşarak ilk kitabımı çıkartmış oldum. Maceranın başı. :) Tabii ki ilk kitap ve ilk ele alış...
Anlatılamaz bir şeydi. Çünkü yazım süreci çok sıkıntılı geçti. Çok sevdiğim
birini kaybettim. Kitabı bitirme telaşından depresyona girdim. Sadece yemek
yemek için masadan kalkıp geri kalan zamanlarda yazıyordum. Birkaç ayda bitirip
yayıncıya yolladıktan sonra elime alana kadar huzursuz bekleyişle doluydu.Elime alınca ağlamış olabilirim.:) Duygusal yazar...
7)Hayatın Ruhu kitabından
bahseder misin? Yazım süreci nasıldı? Karakterleri nasıl oluşturdun,özellikle Ömer karakterini merak
ediyorum şahsen :)
-Ömer karakterine özel kitap yazmak aslında
Rehine kitabı yayınlandıktan iki ay sonra oldu. Çünkü kendisi kitabın son
kısmında önemli bir sahnede azcık görüldü. Kendisinin kitabı olması benim dört
yılımı aldı. Hayatın Ruhu 4 yıl önce tasarlanmış ve şuan basılmış bir hikaye.
Araya başka kitap girdiği için sadece yazım süreci bir buçuk yılda tamamlandı.
Hayatın Ruhu, kendisini gece gibi gören, ailesinin bıraktığı miras ile ayakta
kalmayı başarıp geceleri vahşileşerek av yerine avcı olmayı tercih eden bir
adamın hikayesi. Hayatına hep güzel kadınları alarak kadınlara karşı mesafeli
her zaman. Bir gün aşık olduğu kadın onu aldatınca öldürerek bir daha asla aşık
olmayacağına kendine söz veriyor. Tabii Hayat'ın hayatına bomba etkisiyle
girişleri onun bu sözünü bozmak için çok güçlü bir tehdit oluyor.
8) Hayat karakteri, Ömer ve hayatı için tam anlamıyla bir bomba, onun
oluşumu nasıl oldu?
-Hayat
karakteri sevgili dostum Nurhayat ile konuşurken oluştu. Bu adı vermek gönlüme
hoş gelince tamam bu olsun dedim. Karakteri de arada arkadaşımın ve biraz da
Ömer'e yakışacak bir kadın tipi olarak tasarlandı.Ömer kadar kara bir adama ancak
onun kadar inatçı biri yakışırdı.
9) Ne güzel bir düşünce,
herkes böyle bir şeyi isterdi sanırım. :)
Hayat'ın mesleğini özellikle mi seçtin yoksa rastgele bir seçim miydi?
- Kitapta Hayat ile küçük bir çocuğun güvercin
sahnesi yer alıyor. Hayat'ın mesleğini bulmadan önce bu kurgu aklıma gelmiş,
not almıştım. Kitabı yazarken konuyu toparlayınca mesleğine veteriner olarak
karar verdim.
10) Peki yazdığın karakterlerden seni en çok
yansıtan hangisidir desem?
-İlk olduğundan olsa gerek, Esma :) Betül'de bazen :)
11) Peki yazım sürecin nasıl
geçiyor?
-Eğer kendime bir süre
tanıdıysam o süre içerisinde bitirebilmek için çok yoğun bir şekilde çalışırım.
Eğer vakti yoksa, özgür takılarak istediğim zaman sadece not alarak ağır ağır
yazarım. Zaten kitap bitimine yakın bir süre demlenmeye çekildiği için arada
geçen süre olgunlaşması için yetiyor.
12)Seri kitap çıkarma fikri
nasıl oluştu?
- Karakterler kendi hikayelerini oluşturdu. Seri
yapayım diye aklımda düşünce yoktu fakat hikayenin içinden yeni bir hikaye
çıkınca yazmadan edemedim. Aslında şu an kurgusu biten ve yazımına başlayacağım
bir kitap var. Diğer kitaplarımdan çok farklı olacak. Kurgusaldan öte biraz
daha gerçekçi bir hikaye. Seriye bir kitap daha gelebilir tabii, neden olmasın.
Zaman gösterecek.
13) Seriye kitap
eklenebileceğini söyledin, eklenecek kitap için çalışmalara başladın mı yoksa
sadece fikir olarak mı var?
- Kurgusu oturmaya
başladı. Hayatın Ruhu'na kısa bir yan hikaye olarak tasarlıyorum. Kısa notlar
alıyorum. Eh ilham gelince kaçırmak olmaz. Sonra kırk yıl arasam aklıma
gelmiyor o fikir.
14)Hayatın Ruhu'ndaki yan
karakterlerden birinin hikayesi mi olacak yoksa? :)
- Imm... Sürpriz! Mısra gözüme
güzel görünüyor. Belki başrolümüz odur kim bilir :)
15) Yazar kimliğinin dışında
neler yapmaktan hoşlanırsın, yazmak gibi okumayı da sever misin?
-Video programlarıyla
uğraşıyorum. Şimdilerde kitaplarla ilgili videolar yapıyorum. Okumayı
seviyorum, ancak başına oturunca arka arkaya kitap okuma tutkum yüzünden bir
süre ara veriyorum.
16) Peki okuduğun
kitaplardan seni en çok etkileyen hangisidir? Bu kitabı ben yazsaydım diye
düşündüğün bir kitap oldu mu?
-Mutsuz sonlu kitaplara
karşı mesafeliyim. Canan Tan'ın En Son Yürekler Ölür kitabı hayatımda en
etkileyen kitaptır. Ben yazsaydım dediğim tüm kitaplar şu an adımla yayınlanmış
durumda.
17)Bir okur olarak kitap
alırken nelere dikkat edersin ?
-Görsele önemim büyük. Bu yüzden kapağın nasıl
olduğuna bakarım. Daha sonra konu ve isminin bendeki hissiyatına ve okuma
isteğine bakarak tercih ederim. Yazar ismi ise en son ki dikkat ettiğim
konudur.
18)Sürekli takip ettiğin,
ne yazsa okurum dediğin bir yazar var mı peki?
-Ben büyük bir tarihi aşk romanı okuruyum. Bu
yüzden bu türdeki kitapları yazan yazarlara inancım tam. İsim olarak genelini
alalım.
Röportajı bitirmeden önce yazarımıza "En"lerini sordum. :)
Lisa Kleypas : O Yaz kitabı.
En sevdiğin yazar?
Julia Quinn, Nurdan Damla.
En sevdiğin film?
Moulin Rouge
En sevdiğin şarkı – şarkıcı?
Şarkı ve
şarkıcı yok. Moduma göre dinlediğim müzikler var.
En sevdiğin yemek?
Etli yemekler
En sevdiğin hayvan?
Her hayvanı çok severim ama bir tanesi çok
daha özel. Kedi.
Benim sorularım bu
kadar, vakit ayırıp sorularımı yanıtladığın için teşekkür ederim. Senin eklemek
ve okuyucularına söylemek istediğin bir şeyler var mı ? :)
- Bu röporajı sağladığın için sana ve tur olarak emek veren her
bir kişiye çok teşekkür ederim. Eğlenerek cevap verdim sorulara. Okuyucularıma
söylemek istediğim şey, hayallerinizden ve size iyi gelen insanlardan asla
vazgeçmeyin. Bol okuyun ve çok sevin. Sevgi, her acının merhemi, her hatanın
affedicisidir. Sevgiyle kalın.
0 yorum:
Yorum Gönder