Gümüş Serçe - Fiona Valpy | Kitap Yorumu (BCP Mart)

, , 23 comments

 Merhabalar!

Geçen ay İlle Kitap bloğunun sahibesi İnci abla birlikte okumuş olduğumuz ve Blogları Canlandırma Projesi Mart ayı teması Kadın için seçtiğim kitap Gümüş Serçe ile geldim. Biraz gecikmeli oldu farkındayım ama iş yoğunluğumdan ancak fırsat bulabildim. :)


Gümüş Serçe, 2.Dünya savaşı sırasında işgal altında olan Paris'te bir moda evinde terzilik yapan 3 genç kadının yani Mireille, Claire ve Vivienne'nin hikayesini konu alıyor. Savaş acımasız yüzünü göstermeye başladığında hepsi bir seçim yapmak zorunda kalır. Mireille, şahit olduklarına kayıtsız kalamayarak gizli faaliyetler yürüten Direniş'e katılır. 

Claire ise kendini aşkın büyüsüne kaptırarak düşmana, yani bir Alman askerine aşık olur. 

Vivienne'in ise çok sevdiği dostlarından bile saklamak zorunda olduğu bir sırrı vardır. 

Bu 3 kadın tüm sırlarına ve yaşananlara rağmen dostluğa ve sevginin gücüne sığınarak karanlık günlerin üstesinden gelmeye çabalar.

Kadere bakın ki Claire'ın torunu Harriet, yıllar sonra Paris'e hatta büyükannesinin yaşamış olduğu binaya gelir. Burada ailesi hakkındaki gerçekleri öğrenerek hayatındaki eksik parçayı tamamlayacağını, yalnızlığından ve çaresizliğinden kurtulabileceğini umut ederken, karşısına çıkan çok daha karanlık ve acı dolu bir hikayedir.

~~~~

Hayatı, kaybetmek korkusunu yüreğimizin derinliklerinde yaşayacak kadar seversek, o hayat bizi, ruhumuzu işte böyle yarım bırakıyordu.

~~~~
Savaş yıllarını ve Nazi işgalini anlatan, bunlara karşı mücadele gösteren insanların hikayelerini okumak beni her zaman etkilemiştir ve etkilemeye de devam ediyor. Gümüş Serçe kitabı da bunlar arasındaki yerini aldı.

Harriet, 1940'lı yıllardan kalma 3 kadının bir modaevinin önünde çekilmiş fotoğrafı ile annesinin intiharının arkasındaki gerçekleri, ailesinin geçmişini öğrenebilmesi için Paris'e gitme kararıyla başlayan hikaye bizi öyle yerlere sürüklüyor ki... 
Nazilerin işgali altındaki Paris'te insanların yaşadıkları zorluklar, özgürlüklerine kavuşmak için verdikleri mücadeleler ve en etkileyicisi güçsüz olarak nitelendirilen kadınların istediklerinde neler başarabileceğini harika bir şekilde gösteriyor.
Birbirinden farklı karakterlerde olan Mireille, Claire ve Vivienne'in aralarındaki dostluk, birbirlerine olan bağlılıkları da beni çok etkiledi. Zor anlarında birbirlerine destek olmaları, hayata tutunmak için umutlarını bir an olsun kaybetmemeleri.. Okurken keşke ben de böyle dostlara sahip olsaydım diye düşündürdü. :)
Harriet'ın yolculuğu ise bambaşka bir şeydi. Tabiri caizse kendi kabuğuna çekilmiş olan genç kadın büyükannesi ve arkadaşlarının yaşadıklarını öğrenirken hem ailesine dair gerçekleri hem de kendini buldu. 
~~~~

“En güçlü duygu, bu dünyada yalnız olmadığınızı bilmenin verdiği güvendir.”
~~~~
Arkadya Yayınları'nın bu tür kitapları özenle seçip bizlerle buluşturmasını çok seviyorum. Şuana kadar yayınevinden okumuş olduğum kitapların neredeyse tamamını büyük bir hayranlıkla okudum desem yalan olmaz sanırım.
Yazarımız Fiona Valpy'in akıcı anlatımına başarılı çevirinin güzelliği eklenince elimden bırakmadan, bu güçlü kadınların neler yaşayacağını merak ederek heyecanla okuduğum bir kitaptı. Bu yüzden gecikmeli de olsa yorumumu sizlerle paylaşmak istedim. Güçlü kadın hikayelerini okumayı seviyorsanız kesinlikle şans vermelisiniz. ♥

***
İlle Kitap'ın Gümüş Serçe yorumu için tık tık.
Blogları Canlandırma Projesi Mart yazıları için buraya tık tık.

23 yorum:

  1. Çok güzel ve sürükleyici bir kitaba benziyor. Daha önce rastlamamıştım. Merak uyandırıcı. Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
  2. “En güçlü duygu, bu dünyada yalnız olmadığınızı bilmenin verdiği güvendi" Ne güzel bir söz👍 Ben de duymamıştım, seveceğim bir kitaba benziyor.
    Emeğine sağlık 💐

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabın içeriğini çok iyi yansıttığı için seçmiştim, çok da anlamlı gerçekten. :)
      Okursan eğer yorumunu beklerim ve teşekkür ederim. :)

      Sil
  3. Bu tarz kitaplar birbirlerini o kadar çok tekrarlıyorlar ki bazen hiç okumak istemiyorum ama bu dikkatimi çekti, belki okurum. :) Emeğine sağlık, geç olsa da katılmana çok sevindim^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geç katılmadım aslında, yazısını yazamadım bir türlü :))
      Bu türdeki kitapların kurgusu belirgin olduğu için öyle geliyordur sana. Peş peşe okumadığın sürece bir sorun olacağını düşünmüyorum. Teşekkür ederim. :)

      Sil
  4. Bu yorumdan sonra okunacaklar listeme giren bir kitap olacak sanırım Gümüş Serçe :))
    Kitap fotoğrafı da kapağı güzel görünüyor :)
    Yorum ve çekim için eline sağlık ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, beğenmene sevindim. :)
      Listene eklemen de mutlu etti, umarım sen de severek okursun :)

      Sil
  5. çok güzel bir kitaba benziyor saol yaa :) o kitabın yanındaki foti ne güzel bir foti, o kadın mıymış o :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok kitapla alakalı değil, ben de olan bir fotoğraftı. Uyumlu olduğunu düşünüp eklemiştim. :)

      Sil
  6. Ben bu üç kadının hikayesini çok merak ettiim :) Öyle güzel yazmışsin ki hemen alıp okumak istedim. Yorumun için çok teşekkürler emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle düşünmeni sağladıysam eğer mutlu olurum. Etkileyici bir hikayeydi çünkü. Umarım okuma fırsatın da olur. :)
      Teşekkür ederim. :)

      Sil
  7. Çok güzel bir yorum olmuş. Bayıldım... 💖✨

    YanıtlaSil
  8. Akıcı ve güzel bir kitaba benziyor, tam Arkadya tarzı. Yalnız yazından fotoğraf şahane olmuş :)

    YanıtlaSil
  9. Bilmediğim bir yazar merak ettim sürükleyici bir kitaba benziyor konusu biraz ağır olsa da okurum ben de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konusu ağır olsa da okutuyor kendini. :) Umarım severek okursun. ♥

      Sil
  10. Teşekkür ederim. :)
    Seveceğini düşünüyorum, okursan eğer yorumunu bekliyorum. :)

    YanıtlaSil
  11. Savaş dönemi kitapları hem dramatik, hem de ilginç oluyor 😊

    YanıtlaSil
  12. Savaş döneminin bu yan olaylar üzerinden anlatıldığı hikayeleri çok seviyorum. İnsanların psikolojik durumları savaşın asıl etkilenenleri olan masum halkın gündelik hayattaki tutumu beni daha çok çekiyor. Savaş alanındaki kan revan durumu kalbim kaldırmıyor. Elinde olmadan ölmek ya da öldürmek zorunda bırakılmak insanoğlunun en büyük çıkmazı.

    Listeme ekliyorum ellerine sağlık.

    YanıtlaSil