Adı: Aşka Özür Diletmem
Yazar: Dilek Görmez
Yayınevi: İnkılap Yayınevi
Sayfa Sayısı: 200
Baskı Tarihi: Temmuz 2022
"Herkesin ansızın büyüdüğü bir yaz vardır..."
~~~~
Gençlik yıllarında tüm yaz tatillerini bir arada geçirmiş bir grup arkadaş; Ece, Serra, Yiğit, Kerem ve Okan.
Yıllar sonra yeniden bir araya gelirler. Fakat bu buluşma eski dostların hasret gidermesi gibi değil de geçmişte yarım kalmış hesaplaşmalarını yapmak gibidir. 20 yıl önce yarım kalan gizemli oyunlarına devam etmek zorunda kalırlar. Gençlik yıllarında iple çektikleri deniz, kum ve güneşle iç içe geçen keyifli yazların aksine tüm sırların ortaya döküldüğü, ödenmesi gereken bedeller için hesaplaşmaların görüldüğü bir toplantıya dönüşür.
~~~~
"Öyle ya, hayatta kötüye giden her şeyin, çıt diye kırıldığı bir an vardır ve çoğu zaman öyle belli belirsiz bir çıt sesidir ki, kimse duymaz; ama o günden sonra bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz.."
~~~~
O Yaz, favori yayınevlerimden bir tanesi olan Yan Pasaj Yayınevi'nin en yeni kitaplarından bir tanesi. Genelde çeviri kitap yayınladıklarından dolayı Türk yazarlardan Işıl Şenol'un kaleminden bir kitabı bizlerle buluşturmaları benim için ayrıca heyecan ve merak uyandırıcı bir detay oldu. Kitap elime ulaştıktan kısa bir süre sonra okuyup bitirdim ama bazı sebeplerden dolayı sizlerle paylaşmam gecikti. Ama ne demiş atalarımız geç olsun güç olmasın. :)
Kitabımız geçmiş ve günümüz şeklinde çift zamanlı olarak ilerliyor. 1996 yılından 2019 yılına uzanan bir yolculuk. Bu arkadaş grubunun bir araya gelişlerini ve tüm masumluklarını yitirip bir anda büyüdükleri "O Yaz"a kadar yaşadıkları keyifli anlar ile birlikte yıllar sonra hayatlarının ne durumda olduğunu, kimisinin yaşadığı vicdan azabını, kimisinin de geçmişin gölgelerinden kaçarken yaşadıklarına şahitlik ediyoruz aslında.
Hikaye Ece karakterine yoğunlaşarak başladığı için yoğun olarak Ece'nin duygularını okuyup hissediyoruz. Gençliğinde hissettikleri ve yaşadıkları, günümüzde geçmişin gölgeleriyle yaşamaya devam etme çabaları. En çok da Ece'nin kendini dış dünyaya kapatmasına sebep olan durumun ne olduğunu merak ederek okudum. Konu ilerledikçe ve o malum olayın yaşandığı bölüme yaklaştıkça heyecanım ve merakım da artmaya devam etti. Hal böyle olunca mümkün olduğunca elimden bırakmadan okuyup bitirdim. Ve hem geçmişte hem günümüz kısmındaki olaylar açığa çıktıkça şok üstüne şok yaşadım. En masum görünen insanın bile kendi çıkarı (aşk, para vb) için neler yapabileceğini bir kez daha gördüm ve kitabın günlük hayatta da karşımıza çıkabilecek türden olaylarla kurgulandığının farkına vardım. Karakterler hakkında detaylı konuşursam kitaba dair büyük ipuçları olabileceğinden o kısma hiç girmek istemiyorum ama tek söyleyebileceğim bu hikayenin en masumu ve benimde favori karakterim olan Ece. Ah Ece ah.. :)
Yazarımız Işıl Şenol'un akıcı anlatımı ve kurgusal yeteneğinden çıkan Yalova'nın denizi ve güneşi altında yaşanan tatlı yaz arkadaşlığından gizemli anlara uzanan hem keyifli hem de hüzünlü duygular yaşatan bu kitabı sizlerin de okumasını çok isterim. Çünkü beni gerçek mana da derinden etkiledi. 💙
Adı: Düş Uykusu
Yazar: Oya Denizyaran
Yayınevi: İnkılap Yayınevi
Sayfa Sayısı: 280
Baskı tarihi: Kasım 2021
Orijinal Adı: Broken Prince
Adı: Paramparça Prens
Yazar: Erin Watt
Seri : The Royal - 2. Kitap
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 320
Baskı tarihi: Mayıs 2021
"Bu hayatta, pusulanın kırmızı ucu hep vicdanını göstersin."
~~~~
Kostik, Cinli ve Zehir.
Kendilerini hayatın adaletsizliğini düzeltmeye adamış 3 arkadaş. Bunun için birtakım karanlık işlere bulaşmış olsalar da içlerinde asla kötülük barındırmayan insanlar. Artık bu tür işlerden el-ayak çekip sakin bir hayat sürmeye karar verdiklerinde Leyla çıkagelir. Aşiyan mezarlığında çello kutusunun içerisinde bulunan bebek cesedi ile başlayan hikaye ile bu 4 insanı tanımaya başlıyoruz. Ve mezarlıkta bulunan bebeğin cinayetinin arkasındaki sır perdesinin aralanmasına şahitlik ediyoruz.
~~~~
“Karanlık her zaman kötü değildir. Aradığın şey bir unutma bahçesi ise karanlıktan iyisi yoktur. Kaybolur gidersin siyah perdenin arasından. Gördüğün yok, görenin yok... Bir de zihnine çekebilirsen karanlığın perdesini mesele tamamdır. Unutmak için beyninin dehlizlerini karanlığın uykusuna yatırman gerek en başta. Sonra beynin uyur, sonra sen uyursun; nihayet uyursun. Demek ki artık başarabilmişsindir unutmayı, demek ki artık karanlığın dinginliğini ruhuna yedirmişsindir. Korkular yok yalnızca karanlıkta, korkularından kaçıp sığınacağın bir ağaç kovuğu olur bazen karanlık.”
~~~~
Bıçak Islığı, ilk sayfalarda anlamakta zorlandığım fakat ilerledikçe her şeyin yerli yerine oturduğu bir okuma serüveni oldu benim için. Yazarımız Leyla, Kostik, Cinli ve Zehir karakterleri üzerinden ortaya çıkardığı kurgusu ile sokaklardaki yaşam mücadelesini, insanların psikolojik durumlarını ele alırken diğer yandan da insanların hırsları uğruna yaptıklarını vurucu bir şekilde aktarmıştı bence. Aslında kitaba dair birçok şey söylemek istiyorum fakat kısacık olan bu hikayeye dair ne dersem spoi olup kitabın büyüsünü bozacağını düşündüğümden kendimi tutuyorum. :)
Çello kutusundaki bebeğin cinayetinin failini bulma serüveni oldukça gizemli ve heyecanlıydı. Aynı zamanda her bir karakterin hayatına dair öğrendiklerim; Çello sanatçısı olan Leyla'nın sakin bir hayattan böyle bir duruma sürüklenmesi, sokakta karşılaşsak belki de farklı gözle bakacağımız Kostik, Cinli ve Zehir'in hayatlarını bu hale getiren şeyler beni çok etkiledi.
Cinayetin asıl failinin bulunması ve ona yapılanları okurken bir oh çektiğimi de itiraf edeceğim. Adalet böyle sağlanmaz diyeceksiniz belki ama hırslarının kölesi olup masum insanların hayatlarını hiçe sayan bu insanların gerçekte de olduğunu bilmek sinirlerimi altüst etti. Kurgu ya da değil bir şekilde cezalarını çektiklerini görmek o durumu unutturmasa da iyi geliyor bence.
Bıçak Islığı, kısa bir eser fakat yazarımızın toplum ve bireye karşı eleştirel bir kurgu oluşturması sebebiyle yoğun ve dolu doluydu bence. Birkaç sayfa okuduktan sonra olayların akışına öyle kapılıyor ki insan, anlatımın akıcılığı ile de birleşince, kitap bittiğinde kendine geliyor. Bittikten sonra da okuduklarını sindirme süreci başlıyor. :)
Okurken sizi sarsan, eleştirel bakmanızı sağlayan eserleri okumayı seviyorsanız Bıçak Islığı kitabına şans vermelisiniz.
~~~~
KİTABIN KÜNYESİ
Adı: Bıçak Islığı
Yazar: Mesut Çiftci
Yayınevi: İnkılap Yayınları
Sayfa Sayısı: 156
Baskı tarihi: 2022