Düş Uykusu - Oya Denizyaran | Kitap Yorumu

, , 4 comments

 


“Kayıpların evlerinde kaplamış oldukları alanlar bomboş, kıpırtısız duruyordu. Beklenmedik gidişleri, eskiden var oldukları yerdeki zamanı da durgunlaştırmış, saydamlaştırmıştı. Kedinin sepeti salondaki büfenin yanında olanca yalnızlığıyla Latife Hanım’ın içini burkuyordu. Canfeda, yatağının Muzaffer tarafını tek bir kırışıklık olmaksızın yarı yarıya örtülü tutuyordu. Remziye’nin eviyse bıraktığı andaki tuhaf düzen içinde hüzünle sahibinin gelişini bekleyerek eskimeye başlamıştı bile. Daha şimdiden musluk contaları paslanmış, tavanlar ve pencere pervazları örümcek bağlamış, fotoğrafların üzeri tozlanmış, şalına yansıyan güneş ışınları parlak turuncumsu rengini soldurup bozartmıştı.”
(Tanıtım Bülteninden)

~~~~
Bir gün uyandığında biricik arkadaşı ve hayatının anlamı olarak gördüğü iç sesini kaybederek bambaşka bir hayata uyanan İrfan.
Oğlunun garip hallerinin çaresi olarak gördüğü hocadan umduğunu bulamayan ve bu duruma çözüm olarak oğlunu ilk bulduğu kızla evlendirmek isteyen Naciye anne.
Naciye'ye bu macerada yardımcı olabilecek ahiretliği, biricik dostu ve kırk yıllık komşusu, yalnızlığı sebebiyle unutkanlık hastalığına tutulan Remziye.
Naciye hanımın gelin adayı, ailesinden geriye ablası ve halası kalmış, gördüğü erotik rüyaları gerçeklikten ayırt edemeyen ve bunların etkisiyle yaşamaya başlayan İsmihan.

~~~~
Şu dünyada bir insanın maneviyatından daha değerli ne olabilirdi? Burası geçici ikametgahımızdı. Maddi şeyler hep geçiciydi; daha önemlisi, katı ve zalimdir. Bunca haksızlıklığa, adetsızliğe, çirkinliğe, sahteliğe sağlam bir maneviyat olmaksızın nasıl dayanılırdı? Edebi istirahatğahımıza ulaşıncaya kadar aklını kaçırmadan bu dünyada yaşamamıza olanak sağlayan şey; o uhrevi tutkal degil miydi? Bu yapışkan olmadı mı kimse hayata tutunamaz, rüzgara kapılmış bir yaprak gibi sürüklenir giderdi. İrfan da böyle sürüklenecek miydi? Buna ömrü oldukça müsaade edemezdi. Gerekirse ayağından, bacağından bağlayıp evladını bırakmayacaktı, zira onu yolda bulmamıştı.
~~~~
Tanıtım bülteninde yazdığı gibi Düş Uykusu tam karnaval havasında bir kitap. Her bir karakterin kendine has hikayesi olduğu, renkli, eğlenceli ve birçok duyguyu içerisinde barındırıyor. Benim favorilerim Naciye ve Remziye ikilisi oldu. Aralarındaki diyalogları ve yaptıklarını okurken çok eğlendim. Birbirlerine verdikleri değer ve aralarındaki dostluk ise çok etkileyiciydi. 
Düş Uykusu, yazarımızın ilk kitabı olmasına rağmen başarılı bir anlatım tarzı var. Kitaplarda genelde 1 ya da 2 karakterin hikayesini odaklanır diğerleri geri planda bırakılır fakat Düş Uykusu'nda tüm karakterlerin hikayesi, ruh halleri ve davranışlarının arkasındaki sebepleri detaylıca aktarılmıştı. Yazarımızın kitaba kattığı mizahi tarafta oldukça keyifliydi. Günlük hayatımızda karşılaştığımız, yaşadığımız durumları ince esprilerle kitabın içerisinde eğlenceli bir şekilde yansıtmıştı. Mizahın yanında toplumsal eleştiriler de içeren, eğlendirirken  insanı düşüncelere sürükleyen bir havası da vardı. Kitabın sonlarına yaklaşırken beklenmedik bir durum yaşandı. Bu bölümü okuduktan sonra yazar sonuca nasıl bağlayacak acaba diye ayrıca bir merakla okudum ve beni tatmin eden, tüm karakterlerin hikayelerini bir sonuca bağlayan güzel bir sona ulaştırdı. Instagram'da minik bir okuma grubuyla okuduğum Düş Uykusu kitabını kısa bir sürede ve keyifli bir şekilde okuduğum için sizlerle de paylaşmak istedim. Bu türde kitapları okumayı seviyorsanız şans verebilirsiniz. ^^

~~~~

KİTABIN KÜNYESİ
Adı:
Düş Uykusu
Yazar: Oya Denizyaran
Yayınevi: İnkılap Yayınevi
Sayfa Sayısı: 280
Baskı tarihi: Kasım 2021

4 yorum:

  1. Kalemine sağlık:) yazılarını çok fazla özletme :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum :)

      Sil
  2. Faydalı olduysa ne mutlu bana :) okursan senin yorumunu da beklerim. <3

    YanıtlaSil
  3. Güzel bir kitaba benziyor, kapağı da sevimli. :)

    YanıtlaSil