Kya'nın Şarkı Söylediği Yer - Delia Owens | Kitap Yorumu + Alıntılar

Kitabın Adı : Kya'nın Şarkı Söylediği Yer

Özgün Adı : Where the Crawdads Sing

Yazarı : Delia Owens

Çevirmeni : Filiz Çiçek

Yayınevi : Salon Yayınları

Sayfa Sayısı : 432

Baskı Tarihi : Nisan 2019

Goodreads Puanı : 4,53 / 5

Benim Puanım: 4,5 / 5

Merhabalar :)

Geçen ay okuyup bitirdiğim ama bir türlü yorumlamaya fırsat bulamadığım Kya'nın Şarkı Söylediği Yer kitabını çok sevdiğim için geç de olsa sizlerle paylaşmak istedim ve karşınızdayım. 

KİTABIN KONUSU

Kuzey Carolina kıyılarındaki kasabasında ailesi ile birlikte bataklıkta yaşayan Kya'nın etkileyici hikayesi.

Bataklıkta yaşadıkları için dışlanan aile fertleri bu duruma daha fazla dayanamaz ve yaprak dökümü misali teker teker evi terk ederler. Geride sadece küçük Kya kalmıştır. Küçük bir marketin sahibi olan Zıpzıp ve eşinin yardımları ve kendi çabaları ile hayatta kalmayı başarır.

Bir gün ağabeyinin arkadaşı Tate ile karşılaşır ve onunla arkadaş olur. Tate, Kya'ya okuma ve yazmayı öğretir, ona kitaplar getirerek kendini geliştirmesine yardımcı olur. Bu ilişki zamanla aşka dönüşecektir fakat bazı gelişmeler sebebiyle ayrılmak zorunda kalırlar.

Yıllar boyunca insanlar tarafından dışlanan ve "Bataklık Kızı" olarak adlandırılan Kya, insanları uzaktan gözlemlerken Chase Andrews'ün dikkatini çeker ve aralarında kısa süreli bir ilişki yaşanır. Daha sonra Chase Andrews bir cinayete kurban gidince, katilin Kya olduğu düşünülecektir.

Kitapta Kya'nın küçüklüğünden itibaren yaşadıkları ve bu cinayete ilişkin detaylar eş zamanlı olarak anlatılıyor diyebilirim.

Kitap çıkmadan evvel yapılan tanıtımlar ve hakkındaki övgüler sebebiyle çok merak ediyordum. Elime ulaşır ulaşmaz da okumaya karar verdim. Fakat okuma hızımın düşük olduğu döneme denk geldiğinden dolayı ilk bölümlerinin biraz ağır ilerlediğini itiraf edeceğim. Konuya tam olarak adapte olduğumda ise satırlar nasıl aktı gitti anlamadım.

Kya'nın yaşadığı zorluklara, yalnız kalışına üzüldüm ama öyle güçlü bir karakter ki küçücük olmasına rağmen tüm o zorlukların üstesinden geldi ve insanların onu soyutlamalarına karşın kendini çok güzel yetiştirdi. Onun gelişimini okurken çocuğunu büyütmüş bir anne gibi gururlandım diyebilirim. :D

Diğer yandan işlenen cinayetin arkasındaki olaylar ve maktülün kim çıkacağını merak ederek okudum. Özellikle mahkeme sahnesi öyle heyecanlıydı, gerçek bir mahkemeyi izliyormuş gibi hissettim. Hele ki avukatın savunma sahnesi.. Kendimi öyle kaptırmışım ki, kendi kendime konuşmaya falan başlamıştım. :D

Kitabın sonu ise tam anlamıyla beklenmedikti. Spoiler vermek istemediğim için anlatamıyorum ama büyük bir şok yaşadığımı söylemek istiyorum. 

Şimdiden 2019 favorilerim arasında yerini alan bu kitabı sizlerinde okumasını çok isterim. Tavsiyemdir efenim! :)

Son olarak sevdiğim birkaç alıntıyı sizlerle paylaşacağım.^^

Yavaşça cümlenin her kelimesini çözmeyi başardı: "Vahşi şeyler olmadan yaşayabilenler ve yaşayamayanlar vardır."

"Ah!" dedi Kya. "Ah!"

"Okuyabiliyorsun, Kya! Bundan sonra hep okuyacaksın."

"Sadece o değil." Kya neredeyse fısıldayarak konuşuyordu. "Kelimelerin bu kadar çok şey taşıyabileceğinin farkında değildim. Bir cümlenin bu kadar dolu olabileceğini bilmiyordum."

***

"İnsanlardan hiçbir zaman hiçbir şey istemedim. Belki artık beni rahat bırakırlar."

***

"Benimle ilgili kimsenin anlamadığ şey, bu işte..." Kya sesini yükseltti. "Ben asla insanlardan nefret etmedim. onlar benden nefret ettiler. Onlar bana güldüler. Onlar beni terk ettiler. Onlar beni taciz ettiler. Onlar bana saldırdılar. Evet, bu doğru; Onlar olmadan yaamayı öğrendim. Sen olmadan. Anne olmadan! Ya da başka herhangi birileri!"

***

"Seni seviyorum, Kya, bunu biliyorsun. Bunu çok uzun bir süredir biliyorsun."
"Diğerleri gibi sen de beni terk ettin," dedi Kya. 
"Seni bir daha asla terk etmeyeceğim."
"Biliyorum," dedi Kya.
"Kya, beni seviyor musun? Bana hiç bu sözcükleri söylemedin."
"Seni her zaman sevdim. Çocukken bile... Hatırlamadığım her zaman seni seviyordum."